25 Ekim 2018 Perşembe

Sami Savatlı’nın ‘Katmanlı Rastlantılar Sergisi’ Açıldı

SAMİ SAVATLI’nın ‘KATMANLI RASTLANTILAR SERGİSİ’ AÇILDI

Tasarım ve mimarideki dokunuşlarıyla mekânlara değer katan Sami Savatlı, ilk kişisel sergisi ‘Katmanlı Rastlantılar (Layered Coincidences) ile sanatseverlerle buluştu. 

Sevil Dolmacı Art Consultancy’de 24 Ekim 2018 Çarşamba (dün) akşamı gerçekleşen Katmanlı Rastlantılar Sergisi açılış kokteyline iş, sanat ve cemiyet hayatından çok sayıda davetli katıldı.

Sami Savatlı, geleneksel hat ve kaligrafi sanatlarından edindiği formları, aldığı tasarım eğitimi ve günümüz sanatının diliyle harmanlayarak, video ve enstalasyon tekniğiyle disiplinler arası bir boyuta taşıyor. Yazının estetik değeri üzerine yaptığı uzun soluklu çalışmalar sonucu birleştirici ve yeni bir dil yaratan sanatçı, yazının sanattaki popüler yerini korumasından yola çıkarak geleneksel ve deneyseli birleştirdiği sergisinde, kalıcı olabilecek yeni bir üslup yaratıyor.

Sanatçı, ‘günümüz ve geleneksel’ arasındaki duygusal ve zamansal çok katmanlılığı fiziksel dünyaya çıkaran işlerinde, aşinalık ve yabancılık duygusunu aynı anda yaratırken, aynı zamanda bu dualiteden de besleniyor.

‘Katmanlı Rastlantılar Sergisi’ 13 Kasım 2018 Salı gününe kadar sanatseverleri ağırlamaya devam edecek.

yilmazparlar@yahoo.com

Medyanın Yıldızları Antalya’da Toplanıyor-Yılmaz Parlar

MEDYANIN YILDIZLARI ANTALYA’DA TOPLANIYOR

Bu yıl ilki düzenlenecek olan Doğru Hasar Merkezi Medya Ödülleri gala gecesi Antalya’da, Sherwood Exclusive Hotel’de gerçekleştirilecek.


 Türkiye’nin en büyük hasar danışmanlık firmalarından birisi olan Doğru Hasar Merkezi’nin ana sponsorluğunda 28 Ekim Pazar akşamı gerçekleştirilecek, 1. Medya Ödülleri töreni yıldızlar geçidine sahne olacak. 


Sanat, siyaset ve spor dünyasını bir araya getirecek olan gecede Sinema, Müzik, TV ve Gazete dallarında çeşitli ödüller dağıtılacak.


Geceye Çiğdem Tunç, Ali Erkazan, Nuri Alço, Bahar Öztan, Arif Selçuk gibi sinema dünyasının ünlü isimlerinin yanı sıra, ekonomi yazılarıyla gündeme yön veren Akşam Gazetesi yazarı Prof. Dr. Deniz Gökçe, Sabah Gazetesi spor yazarı Gürcan Bilgiç, A Spor yorumcusu Yetkin Etkin, ses sanatçısı Alex Tataryan, röpotajlarıyla son yıllarda büyük ses getiren Seran Vreskala, magazin gazeteciliğinin duayen ismi Burhan Akdağ, Beyaz TV’nin sevilen magazin programı yapımcı ve sunucusu Mert Doğan gibi isimler katılacak.



Organizasyonu düzenleyen IST Production & PR Ajans’ın Genel Koordinatörü Başar Büyükkol, “Amacımız, Antalya’ya Altın Portakal gibi yıllarca ev sahipliği yapacağı bir organizasyon kazandırmaktı. 


Bunun için de Doğru Hasar Merkezi aracılığı ile ilk adımımızı attık. Aslında burada verilmesi gereken çok önemli sosyal mesajlar da var.  


Vatandaşlarımızın yaşadıkları ya da yaşayabilecekleri ölümlü yada ağır yaralanmalı trafik kazalarından sonra sahibi oldukları pek çok hakları var. Ve ne yazık ki pek çok vatandaşımız da bu haklarından haberdar değil. 


Biz bu organizasyon ile Doğru Hasar Merkezi adına bir farkındalık yaratmak ve vatandaşları da bu organizasyon aracılığı ile bilgilendirmek istiyoruz” dedi.


Doğru Hasar Merkezi Genel Müdürü Tamer Tezcan ise, “Bu organizasyon için çok büyük emek harcadık ve uzun zamandır hazırlık içindeyiz. 


Türkiye’nin dört bir köşesine yayılmış acentelerimiz ile gelecek olan değerli isimleri Antalya’da ağırlamaya hazırlanıyoruz. 


Amacımız bu organizasyonu geleneksel hale getirerek her yıl, medyamızın değerli isimlerini ağırlayabilmek” ifadelerini kullandı.


yilmazparlar@yahoo.com

15 Ekim 2018 Pazartesi

Collection Club Çanakkale ve Bozcada Kültür Gezisi-Gündegül Parlar

Gündegül Parlar Haberi

BARIŞ VE ÖZGÜRLÜKLER KENTİ ÇANAKKALE 

15 yıl önce kurulan Başkanlığını Şerif Antepli’nin yaptığı Collection Club geçtiğimiz birkaç gün önce Çanakkale ve Bozcada Kültür Gezisi gerçekleştirdi.

Çanakkale’nin merkeze bağlı Tevfikiye Köyü sınırları içerisinde bulunan ve geçmişe ışık tutan, 5 bin yıllık Truva Antik Kenti’nde, şimdi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve Truva Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan kazıları yapmaktadır. Kazılar 150 yıldır yapılmakta olup, 5 farklı arkeolog tarafından  yürütülmüştür. 

Truva Antik kenti 1998 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilmiş, en çok tanınması ise, 1873 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann’ın kişisel olarak yaptığı kazılarda kaçırdığı hazine ile olmuştur. 

Homeros’un İlyada Destanı’nda Akhilleus, Hektor ve Helena hikayeleri, özellikle de Truva Atı öyküsü ile Truva’nın ününü daha da artırmıştır. “Truva Atı aslında bir gemiydi” iddiasını ortaya atan, İtalyan deniz arkeologu Francesco Tiboni’e cevaben Prof. Dr. Rüstem Aslan, bu iddanın Truva Atı hikayesini değiştirmeyeceğini belirtmiştir. İnsanları büyüleyen “Truva Atı Mitolojisi”, olmuş mudur, olmamış mıdır? Truva atı var mıdır, yok mudur? Bu sorular karşısında,1930 yıllarından itibaren araştımacılar, konu üzerine, Asur metinlerine ve betimlemelerine dayanarak bunun ata benzeyen bir savaş aleti olduğu tezi üzerinde durmuşlardır. 

Prof. Dr. Rüstem Aslan,  Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, 2018’i Troya Yılı ilan etmesi sebebiyle, “Troya Yılı” etkinlikleri kapsamında dünyanın birçok ülkesinde seminer, sempozyum ve konferanslar düzenlendiğini, bu yıl açılacak olan Troya Müzesi’ni Kanada’ya anlatıp tanıtmak için Bakanlığın organizasyonu ile üç ayrı şehirde konferanslar düzenlendiğini,Troya Milli Parkı ve çevresinin, bir cazibe merkezi haline getirilmesi için pek çok çalışmanın gerçekleştirildiği bilgisini vermiştir. Şu anda kazılar devam etmekte olup, 11. katmana ulaşılmıştır. Bütün katmanların görülebileceği şekide son derece muntazam çevre düzenlemesi yapılmıştır  

Bu gizemli, bir o kadar da muhteşem olan kazı alanını, konusunda uzman ve   fevkalade bilgi birikimi ile bizlere, Muzaffer Tanrıkulu rehberimiz tanıttı. Buradan ikinci durağımız olan Bozcaada’ya geçildi. 

Bozcaada’da bu yıl, “Troya 2018 Yılı Bozcaada Bağbozumu Etkinlikler Projesi” ile  5000 yıllık geçmişe sahip olan bağcılık potansiyelini açığa çıkarma ve geliştirme kapsamında bir çok etkinlikler hedeflenmiştir. Tabiat güzelliklerine sahip, sakin ve huzurlu olan bu Ada’da, çok gururlanacağımız bir olay da, bir müzenin kurulmuş olması. Collection Club üyesi M. Hakan Gürüney, uzun yıllar özveri ile çalışarak çok çok önemli objelerle Bozcaada Müzesi’ni Ada’ya kazandırmştır. Türk, Rum, Roman mahalleleri, kilisesi, şarapları ve bağları ile yemyeşil bir ada.  

Bu kültür gezisinin en can alıcı noktası ise Çanakkale Şehitlerini ziyaretimiz oldu. İçimizde hissettiğimiz o tarifsiz acı ile her bir şehitliği, bayırları, acaba ayaklarımızın altında yatan var mı korkusu ile ziyaret ettik. Ertuğrul Tabyası, Yahya Çavuş Şehitliği, Kocadere Hastane Şehitliği, Conkbayırı, Atatürk Zafer anıtı, Çanakkale Şehitler Abidesi ve bütün kale, tabya ve şehitlikler ziyaret edildi. Belgelerle anlatılan hikayeler içimizi acıttı. Dört günlük gezi için iki ayrı rehber bulunduran Sempatur’a gerçek bir teşekkür. İkinci rehberimiz Onursal Aydın, Çanakkale’yi sanki o günlerde yaşamışcasına inanılmaz bir bilgi birikimiyle bizlere aktardı. Çanakkale, bize hem hüznün hem de vatan sevgisinin ne olduğunu gösterdi. Nurlar içinde yatsınlar, onların sayesinde biz şimdi burada rahat yaşıyoruz. 

15 yılı aşkın bir süre önce kurulan ve “Geçmişin Değerlerini, Geleceğe Taşıyan” Collection Club Başkanı Şerif Antepli ile birlikte, kaliteli, kültürlü ve fevkalade can kulüp dostlarmızla, sevgiyle, hoşgörüyle, saygıyla, inanılmaz zevk aldığımız bir tatil olanağı yaşadık. Gurubumuzun içinde iki de çiçeğimiz vardı, Lilyum ve Lotus. Ancak bütün bunları bize sağlayan Sempatur’dan bahsetmeden geçemeyeceğim. Sahibi olan İlhan Uçak, Galatasaray Lisesi’ni ve sonrasında da İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirerek avukatlık lisansını almıştır. 1967 yılında başladığı amatör turizm rehberliğini, 1972 yılından itibaren rehberlik kursunu bitirip profesyonel tercüman rehberi olarak, 1982 yılında Sempatur Turizm’ini kurana kadar sürdürmüştür. TÜRSAB Kültür Komitesi Başkan Yardımcılığı ve sonrasında da Başkanlığı görevleri arasındadır. Sempatur Turizm’in kurucusu olarak gerek yabancılara, gerekse Türklere yurt içinde ve yurt dışında kültür turları düzenleyerek bu yıl seyahat acentasının 37. yılını kutlamıştır. Aynı zamanda da Collection Club üyeliğini, gururla, sürdürmektedir.

info@gundegul.com



11 Ekim 2018 Perşembe

Yüzyıl Sonra Çizgilerin Savaşı-Yılmaz Parlar

Yüzyıl Sonra Çizgilerin Savaşı 

Fransız Kültür Merkezi, 10 ekim 2018 Çarşamba günü, Yüzyıl Sonra Çizgilerin Savaşı isimli sergiye ev sahipliği yaptı. 


Sanatseverlerle buluşan serginin açılışında, Fransa İstanbul Başkonsolos Bertrand Buchwalter ve Fransa İstanbul Başkonsolos yardımcısı Aurélien Maillet’ de hazır bulundular.


Fransız Kültür Merkezi, müdürü Matthieu Bardıaux sergi hakkına bilgilendirdi. Fransızca konuşmasını Aslı Akıncı tercüme etdi.


Müdür  Matthieu Bardıaux “Birinci Dünya Savaşı’nın bitişinin yüzüncü yıl dönümünü anmak amacıyla, bu önemli bellek çalışmasından payımıza düşeni yerine getirmek istedik. Bu sebeple, İzzettin Çalışlar ve Mesut Yaşar Tufan’ın önerdiği bu sergiye ev sahipliği yapmaktan çok mutlu olduğumuzu belirterek, kendilerine teşekkürlerimizi sunarız. Hem yetişkinlere hem de genç kuşaklara hitap eden bu çalışmanın öğretici içeriği bizi oldukça etkiledi.”dedi.


Hiciv ve mizah dolu çizimler, Birinci Dünya Savaşı sürecine eşlik eden bir tür olduğunu, Basın gündemini işgâl ettiği gibi, cephede de ciddi bir ölçüde takip edildiğini söyleyen Bardıaux “ Yüzbinlerce kopya basılan kartpostallar, kamusal alanda yayınlanan posterler veya uçaklardan atılan broşürler şeklinde de yayılabiliyordu. Amaç, vicdanlara dokunmak, seferberliğe yardım etmek, karşı cehpede işlenen suçların dehşetini, aynı zamanda kendi kahramanlıklarını da sergileyebilmekti. Savaş toplarının patladığı bu zamanda, çizer, bir bakıma düşmanın işlediği zulüm hakkında “gerçeği” söyleyebilen bir kahramandı.” Şeklinde çizimlerin anlamını vurguladı.




Tasvir yarışı olan bu savaş süresinde çizimlerin, ressamlık eğitimi almış çizerlerin lirik yapıtlarından sıyrılıp modern siyasi karikatüre dönüştüğünü aktaran Matthieu Bardıaux. “Bu yeni eğilim, 1917 sonrası daha temel değişimlere uğrayacaktır. Vatansever, propagandacı bir üsluptan, eleştirel, yer yer anti-militarist ve hatta pasifist bir çizime doğru yönelme söz konusu. Siyasi karikatürde önemli bir unsur teşkil eden mizah, bu değişime yol açan sebepler arasında yer almaktadır. Fransa’da ilk mizah dergilerinin çıkışı da bu döneme rastlar. Bunlar arasında, ilk baskısı 10 Eylül 1915 tarihinde çıkan, Fransızlar tarafından iyi bilinen ve günümüzde hâlâ ifade özgürlüğü ve aynı zamanda iktidar karşıtlığının sembolü olan « Canard enchainé » dergisidir.”açıklamada bulundu.




“20. yüzyıl boyunca çizerler, Charlie Hebdo örneğinde olduğu gibi en ağır bedelleri ödeme pahasına, hoşgörüsüzlüğün ve sansürün sınırlarını mütemadiyen zorlamış, Birinci Dünya Savaşı sırasında doğan « kara » mizahtan bolca faydalanmışlardır. Basın özgürlüğü ile ifade özgürlüğü bir bütün oluşturur. Eğer düşüncelerimizi ifade etme hakkımız varsa, bu düşünceleri toplum önünde dile getirmeye özellikle de basın aracılığyla yayma hakkımız olmalı. Bu sergide ele alınan sorular hâlâ yakıcı bir şekilde gündemde. Demokrasinin sarsıldığı bir dönemde, gazetecinin rolü ne olmalı ? Hangi engelleri aşmalıdır ? Tarafsız kalması mümkün müdür ? Tüm bu sorular, Fransız Kültür Merkezi’nde 20 Ekim’de düzenlediğimiz, önemli Fransız ve Türk gazeteciler tarafından ele alınacaktır. Bu etkinlikte sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.” Diyerek teşekkür etdi. Kuratörler İzzettin Çalışlar ve Mesut Yaşar Tufan’ı konuşmaları için davet etdi.




İzzettin Çalışlar ve Mesut Yaşar Tufan “20. yüzyılda karikatür sanatı önemli değişiklikler yaşadı, gazete ve magazin dergilerinde sıkça yer alır oldu. 1. Dünya Savaşı yıllarında dönüşen karikatür anlayışı, bu yüzyıldaki önemli siyasal propaganda araçlarındandı. 





Birinci Dünya Savaşı’nda tarih sahnesine çıkan kişiliklerin büyük bir kısmı karşı propaganda yöntemi olarak karikatürize edildi. 1914-1918 arasında yaşananlar ilk küresel vakaydı ve bu savaşı başlatıp bitiren etkenleri yüz yıl sonrasında karikatürlerle izlemek farklı bir deneyim vaat ediyor. Sadece bu sergideki seçki bile yüz yıl sonrasına net bir şekilde şu mesajı gönderiyor: Savaşın yücelttiği şiddet ve aşağılama, insanlığın tarih boyunca kazandığı tüm erdemlere karşı duruyor; insanı olması gerekenden farklı bir varlığa dönüştürüyor. Dünyanın bir daha böyle bir deneyim yaşamaması dileğiyle yüz yıl öncesinin çizgileriyle buluşuyoruz. Aradan yüz yıl geçtikten sonra bu dönemi bir kez de karikatürler aracılığıyla takip etmenin izleyici için farklı bir deneyim olacağını umuyoruz.” Açıklamalarda bulundular.


yilmazparlar@yahoo.com

10 Ekim 2018 Çarşamba

Annemin Şarkıları Açıkhava”da-Yılmaz parlar





ESKİ SEVİLEN SANATÇILAR SAHNEDE


Annemin Şarkıları Açıkhava”da İsimli eski sevilen şarkıları   icra eden sanatçılar vereceği konser hakkında basın toplantısı düzenledi.


CVK Bosphorus Hotelde 08 ekim 2018 salı günü gerçekleşen toplantıda, Çiğdem Tunç gelemeyince Burhan Akdağ moderatörlüğü üstlendi. Katılan sanatcılar, Cahit Berkay, Gülden Karaböcek, Ercan Turgut, Bilgen Bengü, Ersan Erdura, İskender Doğan ve Dilek Arman kısa konuşma yaptılar. Birer kuble liste başı olmuş şarkılarından okudular. Hiperaktif geçen Basın toplantısı tecrübeli sanatcıların keyifli konser gerçekleştireceklerin bir işaretiydi.
45’lik Plaklardan Canlı Yayın…Annenize Gençliğini Hatırlatmak İçin Alın Ve Gelin! Sloganlarla mevsimim son konseri olsada bundan sonra bu tür dizi konserlerle sanatsever dinleyicelerle buluşacakların ilki olacağını söylediler.
İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu, 16 Ekim’de çok farklı bir geceye ev sahipliği yapacak şeklinde vurgulanan konser, Türk Müziği’nin son 50 yılına damga vurmuş sanatçılar, o yılların en sevilen şarkılarını canlı olarak seslendirecekler… 

 “Annemin Şarkıları” konserinde o yıllara damga vuran Cahit Berkay, Gülden Karaböcek, Semiha Yankı, Ercan Turgut, Bilgen Bengü, Ersan Erdura, İskender Doğan, Rana Alagöz, Selçuk Alagöz ve Dilek Arman en popüler şarkılarını seslendirecek. Gecenin sunuculuğunu ise Çiğdem Tunç yapacak…

İki şarkıyla sınırlandırılan, Alfabetik sırayla sahne alacak sanatcılar “Annemin Şarkıları”, o döneme imza atan şarkılarla nostalji gecesi yaşatacak. 


Akdeniz Organizasyon’un çabalarıyla CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul ‘da bir araya gelen sanatçılar, aşklarını, hüzünlerini, coşkularını o dönemin şarkılarıyla yaşayan tüm sanatseverleri konsere beklediklerini söyledi. 


Katılan sanatçıların, popüler olan şarkılarından kısa bölümler söylemesi basın toplantısına ayrı bir renk kattı. Cahit Berkay’ın da, “Ben o dönemde şarkı söylemezdim, sadece müziğimle eşlik ederdim. Gitar sesi çıkaramayacağıma göre burada konuşmamla bu değerli dostlara eşlik ediyorum” demesi salondakileri kahkahaya boğdu.

‘’Annemin Şarkıları’’ adlı proje; ‘’nerede o eski günler’’ ifadesinden ‘’nerede o eski şarkılar’’ kısmını pay alarak hazırlandı. 1950-1980 aralığında yaklaşık 30 yıllık bir dönemi ele alacak olan program, o yılların; şarkıları, türküleri ve Türkçe sözlü hafif müzikleri, modası, magazini ve elbette o şarkıları seslendirenler sanatçılar ile çok özel bir atmosfer yaratacak.


Nostaljik, magazinel, hatta biraz kültürel, müzik ve eğlence amaçlı bir program 16 Ekim 2018 Tarihinde Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde saat 21:00’de gerçekleştirilecek.


yilmazparlar@yahoo.com


4 Ekim 2018 Perşembe

25. Adana Film Festivali -Görüntü ynetmenleri panel-Gökhan Atılmış-Gökhan Tiryaki-Yılmaz parlar

FESTİVAL ARDINDAN İZ BIRAKANLAR

Çok başarılı organize edilen, 25. Adana Film Festivali tüm hızıyla filmleriyle Adana Büyük şehrini, Adana ilçelerini festival filmleri ile Halkını buluştururken, Bir yandanda çok önemli sinema sanatını öğreten panelleriyle misyonerliğinide sergiledi.

Üniversite ve meslek lisesi öğrencilerine, sektörde kendini yetiştirmek isteyen sinamacılara çok sayıda, her konuyu kapsayan, ışık tutan, bilgi içeren paneller, Atatürk Parkı İçi 75.Yıl Sanat Galerisi gerçekleşti.   Panellerden izlediklerimiz;



Senaryo Buluşmaları, Şerif Gören’in Sinema Hafızası” Şerif Gören, Sabahattin Çetin. Daha Ve Şahsiyet: Yapım Aşamasında Reji Ve Kurgu Uyumu- Ali Aga, Onur Saylak. Yılmaz Güney Sinemas-: Çukurova Gerçeğinin Estetiği- Prof. Dr. Şükran Kuyucak Esen, Doç. Dr. Ayşe Toy Par, Doç, Dr. Öğr. Üyesi Aydın Çam, Sinema Yazarı Erman Bostan. Oyuncu İle Çalışmak-Ezel Akay, Harika Uygur, Onur Ünlü. Gökhan Atılmış’la Görüntü Yakalamak-Gökhan Atılmış, Gökhan Tiryaki, Kerem Akçaba

Görüntü yönetim hakkındaki panelde Başta hocaları Ayşe Bıyık olmak üzere meslek lisesi ve üniversite öğrencileri Kamera ekipleri ve aydınlatma ekiplerinin yönetiminden sorumlu olan
ve teknik donanımların seçimini ve manipülasyonunu gözeterek ekranda çarpıcı görüntüler oluşturan bu kişiler hakkında önemli bilgiler aldılar.


Bir filmin görsel etkisi, bir görüntü yönetmeninin yarattığı yaratıcı seçimlerden kaynaklanmaktadır  Görüntü yönetmeni Film ve veya iş sahibinin beklentileri ile yönetmenin talebi doğrultusunda, yapım koşullarının belirlediği imkanlar çerçevesinde, iş için gerekli teknik malzeme konusunda öneriler sunan, ışık, grip ve kamera ekiplerinin koordinasyonu ve yönetimini sağlayan, görüntünün amaca uygun tespit edilebilmesi için çekim öncesi, süresi ve sonrasında kendine has sanatsal yaklaşımını katmak sureti ile yaratıcı ve teknik kararları veren kişidir.


Neler yapar hakkında Gökhan Atılmış'ın verdiği bilgiler "Görüntü yönetmeni Yapım için kullanılacak çekim formatının belirlenmesinde iş sahibine ve yönetmene rehberlik eder. Görüntünün teknik olarak kayda geçirilmesinin yanı sıra, özellikle de filmin ihtiyaçları doğrultusunda bir görsel tarz oluşturulmasının ve söz konusu tarzın filmin bütününde tutarlı bir şekilde devam ettirilmesinin sorumlusudur."diyerek


Tarzın oluşturulması birçok etkene bağlı olduğunu aktararak "Kameranın yerinin, kullanılacak objektif ve filtrelerin, kamera hareketlerinin seçimi. Aydınlatma araçlarının seçimi , yerlerinin, ayarlarının ve kullanılacak ışık filtrelerinin kararı. Dış çekimlerde gün veya gece ışığına bağlı olarak çekim yer, saat ve açılarının saptanması. Çekim mekanlarının söz konusu tarza uygunluğunun onaylanması, gerekiyorsa değişiklik önerilerinin yapılması. Dekor, kostüm, makyaj ve saç ekipleri ile eşgüdümlü çalışarak bir üslup birliğinin sağlanması. Çekim sonrası renk düzenleme işlemlerine danışmanlık ederek hedeflenen görsel tarzın içinde kalınmasının-geliştirilmesinin sağlanması."şeklinde başlıca görevleri sıraladı.


Olması gereken özelliklerini ise "Görüntü Yönetmeni fotokimyasal, sayısal ve video çekim araçları, kayıt ortamları, aydınlatma birimleri ve kamera hareket ettirme araçları teknik ve teknolojilerine hakimdir. Hızla gelişip evrim geçiren bu teknolojileri yakından takip edip bilgisini sürekli günceller. Görüntü yönetmeni aynı zamanda yönetmenin danışmanı olarak da görev almaya hazırdır."özetle bu şekilde belirtdi.


Ülkü Akel'in Tematik görsel keşif sorusuna "Fotoğraf çekimi, resim, diğer filmler, vb. Dahil olmak üzere çeşitli kaynak materyalleri kullanarak bir senaryonun fotoğrafik kalbini keşfetmelidir.  Bir Görüntü Yönetmeni görsel bir psikiyatr, bir filmden izleyiciyi hareket ettiriyor… Onları düşünmelerini istediğin şekilde düşünerek, resimleri karanlıkta boyamak. Yönetmenin hem karakterlerini hem de filmdeki perspektiflerini yakalamaya çalışarak, filmin duygusal geçiş çizgisinin bir parçasını oluşturuyorlar . Tematik görsel keşif, işi iyi yapmak için gereken çok sayıda lojistik sağlar. En büyük zorluklardan biri, yaratıcı fikirlerin etkili gerçeklere nasıl dönüştürüleceğidir. Seyirci, çekim gününde ne kadar hazırlık yapıldığını veya ne kadar değişiklik yapıldığını asla bilemez. Sadece son resmi görüyorlar."  şeklinde vurgulama yaptı.

Görüntü yönetmeni nasıl olunur sorusuna "Görüntü yönetmeni olmak için belirli bir giriş seviyesi pozisyonu yoktur. 1. Asistan Kamera ,  Kamera Operatörü olmak gibi sinematografi becerilerini geliştirmek için yapılabilecek başka işler de vardır, ancak yapımcılar bu işleri bir özgeçmişte görmekten vazgeçmeyeceklerdir. Aslında neredeyse tam tersidir. Yapımcılar ve yönetmenler yalnızca sinematografi çalışmalarını görmekle ilgileniyorlar, böylece birisi başka bir konumda sıkışıp kalıyorsa, kendilerini yeniden yaratmaya zaman ve para yatırmak zorunda kalacaklar.  cevavını verdi.
Gökhan Tiryaki ise “Görüntü yönetmeni olmanın en iyi yolu çekim yapmaya başlamak Bir kamera paketi tutun ve ücretsiz iş ve kamera testleri çekmeye başlayın. Oluşturulan görüntüler, Görüntü Yönetmeninin çalışmasının satışında bir araç olacaktır. Görüntü yönetmenleri yapmak istedikleri çekimin belirli türlerini çekmeye çalışmalılar."dedi

Deneyim ve Beceriler hakkında Gökhan Atılmış ve Gökhan Tiryaki "Görüntü yönetmeni, çalışması Kamera, Kavrama ve Elektrik Bölümlerini kapsayan bir sanatçıdır, böylece her bir fonksiyonun nasıl olduğunu anlaması gerekir. İşbirliği her şey sürekli değiştiği için problem çözme ve uyarlanabilirlik ile birlikte çok önemli bir beceridir. Hepsinden önemlisi, Görüntü yönetmenlerinin iletişimsizliklerinin üstesinden gelmeleri ve verimli bir çalışma ortamı yaratmaları için çalışmalarını sürdürmeleri önemlidir."dediler

Panel sonrası Adana Film Festival Direktörü ismail Dikilitaş Gökhan Atılmış, Gökhan Tiryaki, Oyunculuk seslendirme sanatcısı Kerem Akçaba'ya plaket sundu.
 Çok sinema ve televizyon dizi filme imza atan Yönetmenlerin ödüllerinden bazıları;
 Gökhan Atılmış; En iyi görüntü yönetmeni: (Sis ve Gece) 18. Ankara Film Festivali, En iyi görüntü yönetmeni:  Beynelmilel -Sis ve Gece) 14. Altın Koza Film Festivali, En iyi görüntü yönetmeni: (Eyyvah Eyvah 3) 9. Uluslararası Dadaş Film festivali

Gökhan Tiryaki; 47. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri En İyi Görüntü Yönetimi (Kış Uykusu), 46. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri En İyi Görüntü Yönetimi (Kelebeğin Rüyası), 2012 Yeşilçam Film Akademisi Ödülleri, En İyi Görüntü --> Bir Zamanlar Anadolu'da, 2011 SİYAD, En İyi Görüntü --> Bir Zamanlar Anadolu'da, 2011 8. Dubai Uluslararası Film Festivali, En İyi Görüntü --> Bir Zamanlar Anadolu'da, 2011 ASPA, En İyi Görüntü --> Bir Zamanlar Anadolu'da, 2009 Yeşilçam Ödülleri, En İyi Görüntü --> Üç Maymun, 2008 29. Uluslararası Film Kamera Festivali "Manaki Brothers" /MOSFILM Özel Ödülü --> Üç Maymun / Özel Mansiyon --> Üç Maymun, 2006 Tayland Dünya Film Festivali En İyi Görüntü --> İklimler, En iyi görüntü yönetmeni (İşe Yarar Bir Şey) / 24. Uluslararası Adana Film Festivali 2017

yilmazparlar@yahoo.com

1 Ekim 2018 Pazartesi

25. Uluslararası Adana Film Festivali'nde ödül Töreni-Yılmaz Parlar


Festivalin sahibi Adana halkıdır


25. Uluslararası Adana Film Festivali'nde ödül Töreni  30 Eylül 2018 Cumartesi gecesi Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Büyükşehir Belediyesinin sponsorlardan yoksun tek başına yüklediği çok başarılı Film Festivalinin ödül gecesinde, başarılı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü yaptığı konuşmasında “Festivalin sahibi Adana halkıdır.”dedi

Sunuculuğunu Burcu Esmersoy ile Emre Karayel'in yaptığı Kapanış ve Büyük Ödül Töreninde,  En İyi Film Ödülü Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin yönettiği Sibel’e verildi.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve Jüri üyesi Cihan Ünal, En İyi Film ödülünü alan "Sibel" filmi ekibine ödülünü verdi. 
KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Gürsel Özyiğit’in de katıldığı Tören geleneksel kırmızı halı geçtiyle başladı.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün Sinema ve sanat hakkında yaptığı konuşma çok manidardı. Bir sanatçı deryası ve en büyük kültür ve sanat adamlarını yetiştirmiş olan. Adana'da elbetde  sinema festivalinin sonsuza kadar yaşayacağını bundanda  hiç kimsenin şüphe duymamasını söyledi. “Türk sanatı adına bu festivalin sahibi Adana halkıdır, sahip çıkacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın bundan."şeklinde özetle sanata ve sinemaya sıkık sıkı sarılan Adana’nın kültür merkezi olduğunu vurguladı.
Yönetmenliğini Tolga Karaçelik’in yaptığı, Adana İzleyici Ödülü’ne layık görülen Kelebekler filminin ekibine ödülü verdi. 


Adana Valisi Mahmut Demirtaş da, kültür ve sanat şehri Adana’da; Adana Film Festivali’ni hayata geçiren Büyükşehir Belediye Başkanı’na, ekibine, sanatçılara ve Adanalılara 
teşekkür etti.




En İyi Film : Sibel
En İyi Yönetmen : Tolga Karaçelik/Kelebekler
Yılmaz Güney Ödülü: Anons
Adana İzleyici Ödülü: Kelebekler
Jüri Özel Ödülü: Hüseyin Karabey/İçerdekiler
En İyi Senaryo: Tolga Karaçelik /Kelebekler
En İyi Kadın Oyuncu : Damla Sönmez/Sibel
En İyi Erkek Oyuncu : Caner Şahin ve Yiğit Ege Yazar/Kardeşler
En İyi Müzik : Mehmet Güreli/Dört Köşeli Üçgen
En İyi Görüntü Yönetmeni : Krum Rodriguez/Anons
En İyi Sanat Yönetmeni : Tuba Erdem/Dört Köşeli Üçgen
En İyi Kurgu : Naim Kanat/Güvercin Hırsızları
Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu : Gizem Erman Soysaldı/İçerdekiler
Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu : Emin Gürsoy/Sibel
Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü: Gözde Mutluer/Kardeşler
Umut Veren Genç Erkek Oyuncu : Seyit Nizam Yılmaz/Güvercin Hırsızları
SİYAD En İyi Film : Banu Sıvacı/Güvercin
FİLMYÖN En İyi Yönetmen : Mahmut Fazıl Coşkun/Anons




Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması Ödülleri


En İyi Film : Şüphe (Boening / Burning) (Yönetmen: Lee Chang-dong)

Jüri Özel Ödülü: Anons (The Announcement) (Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun)
Mansiyon Ödülü: Tarihe Barbar Olarak Geçmek Umurumda Değil (I Do Not Care If We Go Down In History as Barbarians / Îmi Este Indifferent Daca în Istorie Vom Intra Ca Barbari) (Yönetmen: Radu Jude) 


Adana Valisi Mahmut Demirtaş yaptığı konuşmasında "Kültür ve sanat şehrini festivallerle 

çok iyi bir şekilde tanıtacağımızı düşünüyorum. Belediye Başkanı Sözlü, ekibine, tüm sanatçı dostlarıma ve Adanalı hemşehrilerime çok teşekkür ediyorum." dedi.

Ödül veren Jüri üyesi Cihan Ünal film hakkında  “Filmi izlerken 1980'li yılların başına gittim.çok duygulandım. Bana Atıf Yılmaz'ı hatırlattı. Kadın ezilmişliği acı çeken ıstırap çeken kadınları anlatan bir filmdi. Erkek egemen bir toplumda erkekleşerek varlıklarını sürdüren kadınlar arasında kendisine biçilen rolü reddederek mücadele eden genç bir kadının öyküsünü güçlü ve etkileyici bir sinema diliyle anlatma başarısını göstermesi nedeniyle Sibel." şeklinde filmin değerini belirtdi.

Ödül sahibi Damla Sönmez, “Bu hafta çok sıkışık bir festival trafiği var. filmin yönetmenlerinden Guillaume Giovanetti'nin Hamburg'ta, Çağla Zencirci'nin de şu an Atatürk Havalimanda bir uçakta beklemekde.” Diyerek Giovanetti ve Zencirci'nin törene katılamadıkları için çok üzgün olduklarını, herkese sevgilerini ilettiklerini söyledi.



"Yılmaz Güney" ödülünü vermek üzere sahneye gelen Yaşar Pütün, Selma Güneri’nin elinde zarfı zarfı alarak kendisinin açmak istediğini söyleyip, zarfı açarak Yılmaz Güney üçüncü sinema mesajlarına atıf, kara mizahla  "Nedenine gelince bir dakika işin esprili yanı... Acaba içinden dolar mı çıkar diye. Ama baktığımızda yok. Ee, zaten dolar kullanmıyorduk ki aramaya da gerek yok." Dedi.  Zarfı iade etdi


Selma Güneri "Yılmaz Güney" ödülünü  "Anons" filmi ekibine verildiğini duyurdu.Güneri, “Yılmaz Güney'in dünya çapında bir aktördü. Çok özlüyoruz onu. Biz ondan sinemayı öğrendik, hayatı öğrendik. Çok gençtik. Onunla filmler yaptığımız sırada. Ruhu şad olsun. Yılmız Güney ödülünü vermek benim için büyük bir onur vesilesi." dedi.




Filmin yönetmeni Mahmut Fazıl Coşkun teşekkür konuşmasında; “Yılmaz Güney ödülünü almak    büyük bir gurur. Özellikle Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim. Ulusal yarışmayı ısrarla sürdürüyor ve gerekli, hak ettiği değeri veriyor." Şeklinde minnetdarlığını belirtdi.




Ödül tören sonrası Hilton Hotelinde After Party şeklinde kapanış resepsiyonu verildi. Sevinenler-Üzülenler bir arada festivalin heyecan yorgunluğunu atdılar. Birbirini daha iyi tanımanın vesile olduğu bu etkinlikler iletişim ve sohbetler bilgi paylaşıma fayda sağlamaktadır.

Böylece Adana Büyükşehir Belediyesinin sponsorlardan yoksun tek başına yüklediği Çok başarılı Film Festivali başarılı bir etkinlikle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com


Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi-Yılmaz Parlar

    Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi   05 Mart 2024 Salı Günü Sarıyer Boğaziçi Kültür ve Sanat Mekezi’nde, Hindistan İstanbul ...