26 Aralık 2017 Salı

AYA Gallery’nin Yeni Yıl Müzayedesi-Yılmaz Parlar

AYA Gallery’nin Yeni Yıl Müzayedesi
AYA Gallery - Müzayede Evi’nin organize ettiği ikinci Yeni Yıl Müzayedesi 23 Aralık 2017 Cumareesi günü Levent Park Dedeman hotelde  gerçekleşti.
Müzayedede toplam 51 lot satışa sunuldu. 

Levent Park Dedeman hotelde karma ve solo sergiler ve düzenli müzayedeler gerçekleştiren AYA Gallery’nin Küratörü ve aynı zamanda Türkiye’nin ilk yabancı kadın Müzayede Yöneticisi Yuliya Ergene mükemmele birsunumla hiperaktiflik kazandırdığı müzayedeyaptığımız kısa söyleşide  Yuliya Ergene Yeni Yıl öncesi yaptıkları Müzayedelerde özellikle küçük eserlere çokça yer verdiklerini, herkesin ulaşabileceği rakamlarda insanların sevdiklerine sanat hediye etmesini istediklerini söyledi.
Ergene “Orijinal eserler değer kaybetmedikleri gibi gün geçtikçe değerlenirler ve ayrıca eşsiz olduğunu düşündüğümüz kişilere verilebilecek en ideal hediye olabilirler.” Tüketim maddeleri gibi eskimelerin söz konusu olmadığını, şahısları anlatdığını ve hatırlatıdığını ifade etdi. 
Müzayede Ukrayna 2015 Güzeli Anastasıa Lenna, Ukrayna 2016 Mankenlik yarışma birincisi ve Türkiye adına Amerika Las Vegas Dünya Mankenler yarışmasına katılan finalist olan Diana Osypenko ve dini mekanlar turizm rehberi Ludmila Hozyesa, Türkiye’nin İlk Yabancı Kadın Müzayede Yöneticisi Yuliya Ergene^yi yalnız bırakmıyarak müzayede katıldılar. Ayrıca ressam Manda Noorzad, Aysel Pandora’da müzayedeyi izleyenler arasındaydı.

Levent Park Dedeman Hotel- Aya Gallery- Müzayede
2018 Yılı içerisinde de müzayedeler gerçekleştirmeye devam edecek olan AYA Gallery - Müzayede Evi etkinliklerinde toplum yararına çalışan derneklerle işbirliği yapmaktan ve hayata katkı sağlamaktan da mutluluk duyuyor. 5. Müzayede’de de OGAD yararına satılan 51. Lot’tan elde edilen tüm gelir Otizm Güçlü Aile Derneği’ne bağışlandı.  Çocuklara büyüklerden gelen bu hediye paha biçilemez.
Müzayede sergilenen eserlerin sanatcıları ünlü ve ödüllü ressamlar dikkat çekdi.
Başda Arp ve Park Galery ortaklarından ressam Pınar Kanber’in kervansaray eseri yüksek fiyatda alıcı buldu. Diğer tabloların sanatcılarılarından bazıları;
Sofya’da doğan Cristo Yotov, Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü mezunu, Bulgar Ressamlar Birliği üyesi olan sanatçı, çalışmalarının bir bölümünü Türkiye’de yürütmektedir ve kişisel sergilerinden 18’ini Türkiye’de açmıştır. 

Arman Allahverdiyan Bakü’de doğmuştur. Çocukluk yıllarında yerel bir sanat atölyesine katıldı. 90’lı yıllardan bu yana farklı sanat türlerine ait birçok eser meydana getirmiştir. Her zaman yeni ve yaratıcı denemeleri hedefleyen Arman sanatta benimsediği ilkeyi Salvador Dali’nin şu ünlü sözleriyle açıklamaktadır:” Mükemmellikten, kusursuzluktan korkmayın; çünkü ona asla ulaşamayacaksınız.”
Ukrayna Tokmak kentinde doğan Valentin Rekunenko, Dnepropetrovsk Güzel Sanatlar Okulu’ndan mezun oldu. 1987 yılından bu yana Union of Artist of Ukraine (Ukrayna Sanatçılar Birliği) üyesi
Cana Karlı Tokcan, Ankara doğumlu,  Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyat bölümünü burslu olarak bitirip, Hacettepe Üniversitesi’nde eğitimini tamamladı. İtalya Büyükelçiliği bünyesinde İtalyan Ticaret Odası’nın Ankara Temsilcisi olarak görev yaptı. Tokcan, son dönemde çoğunlukla baykuş figürleriyle tanınmaktadır.

Gürcistanda dünyaya gelen Davit Ughrelidze, 1972 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo’da düzenlenen uluslararası resim sergisinde Onur Ödülü aldı. Tiflis Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. Uzun yıllar kitap, illüstrasyon ve heykel çalışmalarının yanı sıra tiyatro dekor ressamı olarak görev yaptı. 
Genellikle yağlıboya çalışan Ughrelidze’nin işlerinde, kendine özgü tekniği ve özgün renk paletiyle güçlü bir desenin ön plana çıktığı, kimi zaman naife varan, sakin ve duru bir üslup göze çarpar.

Gürcistan doğumlu olan Teymur Ağalıoğlu, Tiflis Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği üyesi olan ve elliyi aşkın kişisel ve karma sergiye katıldı. Ağalıoğlu’nun eserlerinde, doğada yalnızlık hissini öne çıkaran kompozisyonlarla yalın bir anlatım ön plana çıkar.
İstanbul’da doğan Nihat Evren Derman, babası Ressam Hüseyin Cahit Derman’ın yanında resme başladı. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nü bitirdi. Serigrafi, litografi, gravür, fotoğraf, seramik, heykel ve iç mimari çalışmaları bulunmaktadır.   

İskilip’de doğan Nusret Dökmeci, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde ekonomi ve maliye eğitiminin ardından Türkiye Çimento ve Toprak Sanayii T.A.Ş’de müfettişlik ve fabrika genel müdürlüğü görevlerinde bulundu.  Hikmet Çetinkaya Resim Atölyesi’nde sanat çalışmalarına devam etmektedir. 
Bayburt doğumlu olan Turhan Savaş, Eğitimini Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde tamamlamıştır.  Kara kalem, çini mürekkebi, sulu boya, yağlı boya, akrilik gibi çeşitli malzeme ve teknikleri araştırıp kullanarak eser veren Savaş, saydam ve dokunaklı yapısının sürekli kendisini etkilemesi nedeniyle sulu boya tekniğine ağırlık vermektedir.
 
Sanat camiasına kazandırdığı Kuzeyli ressamlarla tanınan AYA Gallery, Park Dedeman Levent ve Mövenpick Hotel İstanbul Golden  Horn bünyesinde organize ettiği iki ayrı galeri alanında düzenli sanat sergileri ve müzayedeler gerçekleştirmektedir. Portföyünde bulunan 50'ye yakın sanatçının eserlerini, 'kaleydoskop by AYA' markasıyla düzenlediği karma seçkilerle ve ayrıca solo sergilerle sunan AYA Gallery, modern hayatın vazgeçilmez yaşam merkezleri olan otellere sanat galerileri kurarak, şehrin hızlı temposundan uzaklaşmadan güzelliklere yaklaşmanızı mümkün kılıyor. Daha önce plastik sanatları hayatına katmamış insanları resim sanatı ile tanıştırıyor, boş duvarları orijinallerle buluşturuyor.
Misyonu sadece toplumlar arasında sanat köprüsü inşa etmek değil, aynı zamanda sanat ve toplum arasındaki incelmiş bağları kuvvetlendirmek. Yarının büyüklerine düşlerini kaybetmemeleri için güç vermek de severek yaptıkları işlerden.
yilmazpar@yahoo.com




 

11 Aralık 2017 Pazartesi

Pınar Kanber mukarnas sergisi Dedeman Hotel Dedeman Art Gallery-Yılmmaz Parlar

Renklerle Kervansarayların Sesi  
Geçmişle gelecek arasında tuvalleriyle köprü kuran, Ressam Pınar Kanber, 09 Aralık 2017 Cumartesi günü Dedeman Art Galeri’de, gerçekçi mimari anlayışı, soyut, modern sanat düzenlemesi içinde anlatan, Mukarnas isimli sergisiyle eserlerini sanatseverlerle buluşturdu.

Anadolu coğrafyasındaki Selçuklu kervansaraylarını konu alan Mukarnas isimli sergi, Sanatcının uzun sanat yaşamında, iz bırakan, kararlı misyonuyla önemli kültür varlıklarımıza duyarlılık kazandırmayı amaçlıyor. 
Sanatcı Pınar Kanber, çokgen ve çok köşeli yıldızlarla somutlaştırılmış evrensel birlik ve denge düşüncesiyle islam sanatında mimari yapılarda görülen geometrik bir bezeme  çeşidi olan mukarnas isimli sergisiyle, tarihe meydan okuyan kaderine terk edilmiş sanat tarihimizin değerli kültür varlıklarına dikkat çekerek, farkındalık yaratmak isteğiyle, tuvalleriyle sanatcı çığlığıyla, kervansaraylarımızı korumaya, bakıma, yenilemeye davet ediyor.  
Açılışa sanatcıyı yalnız bırakmayan İranlı sanatcı Mandy Noorzad, Aslıhan İşgüzar, Nihal Güres, Eda Uyman, Gürcistan asıllı sanatcı Azat Jepbarow, Aysel Pandora ile yaptığımız sohbetde aynı zamanda Park Gallery sahibi Pınar Kanber gibi büyük sanatcının kuratörlüğünü yaptığı karma sergilere katılmanın kıvanç verici ayrıcalık olduğunu vurguladılar.
Sanatcı Pınar Kanber ile yaptığımız söyleşide önceden tamamını gezdiği kervansarayların bakımsızlığına renkleriyle ses olabilmeyi istediğini, soğuk sıcak renklerle, açık koyu lekelerle geçmiş ve şimdiki zaman arasındaki farklılıklara göndermeler yaptığını, çizgilerin geçmişteki mimari formların şimdiki yaşama sıkı sıkı sarılmasına sebep olan bağlarında simgesi olduğunu, kaderine terk edilmiş unutulmuş yok olmaya yüz tutmuş eskimiş solmuş kervansarayların canlı renklerle dile gelebileceğini, morların fısıltı olduğunu, kırmızıların çığlık olduğunu söyledi.
Sunduğu kervansaray eserler ile arasındaki duygusal ilişki, sinerjiyi hatırlatan, zihnimizde yankılanması içinde sunum unsurlarıyla bütünleştirmiş.  
Asırlarca süre gelen, anlatacağı çok hikayesi olan, tarihte çok önemli bir misyona sahip ticaret yolları üzerinde kurulan kervansarayların dili olan sanatcı Pınar Kanber bilincimizin kıvrımlarına kalıcı görüntüler dizisiyle, dikkat çekmeyi sanatıyla ifade ediyor.

Dogu batı arasında görünmez bir köprü simgesel, düşşsel boyutlarla geçmişi zamana aktaran sanatcı, kültür mirasımıza sahip çıkmamız gerektiğini bir kere daha çağrışımı artırıyor. 

İpek Yolu üzerinde yer alan kervansarayların tamamını ziyaret ederek, uzun soluklu kültürel ve tarihsel bir araştırma yaptığını ifade eden Ressam Pınar Kanber, amacının geçmiş ile gelecek arasında görsel bir köprü kurmak, farkındalık yaratmak
Türk mimarinde ilk örneği olan kervansaraylar, Karahanlılar döneminde ribat adı verilen, korunma ve savunma amacıyla inşa edilen konak, kasır, ordugah ya da karakol tipindeki yapılardı. 
Zamanla sınırların genişlemesine paralel olarak eskiden sınır boylarında kalan ribatlar iç bölgelerde kalmaya başlayıp askeri işlevlerini yitirince konaklama amacıyla kullanılır oldular. 
Karahanlılar’dan sonra Gazneliler de aynı isim altında yapılar yaparlar. Kervansaraylar Anadolu Selçukluları döneminde zirve noktasına ulaşır.   
Türkler bu yapılara getirdiği bambaşka yorumlar, kervansaraylara Arap mimarisinden farklı bambaşka bir Türk kimliği kazandırır.

Bugün Anadolu’nun birçok yerinde harabelerini gördüğünüz kervansaraylar geçmişte, Türkiye’nin iktisadi durumunu, memleketteki ticari yaşamı ve devletin bu konuda izlediği siyaseti gösteren en önemli hatıralardır.
İki menzil arasındaki uzaklık, yüklü bir hayvanın ve yanında yürüyen yayanın şafaktan sehere kadar kat edebileceği mesafe, 30-40 kilometrelik mesafede bir yaptırılan, Kervansaraylar yolcuların konaklama ve dinlenmelerini sağlayan parasız mükemmel birer otel görevi görmeleri bakımından da o zamanlarda eşine Avrupa’da bile rastlanmayan kurumlardı. 

Konaklayan yolcular hayvanlarıyla birlikte üç gün bedava kalmak ve yemek olanağına sahipti. Kervansaraylarda hastane bulunmaktaydı. Yine buralarda zengin-fakir, özgür-köle, Müslüman-Hıristiyan ayırımı yapılmaksızın hizmet verilmesi vakfiyelerde belirtilmişti.

Yazlık denilen avlulu, kışlık denilen kapalı ve her iki türün birleştirilmesinden oluşan karma tipli 12. yüzyılın sonlarında milletlerarası ticaretin merkezi olan, Selçuklu dönemine ait ve bugüne dek varlığı belirlenen 232 adet kervansaraylar, iki eksende odaklanarak, doğu-batı ve kuzey-güney milletlerarası ticaret yolları üzerindedir.   

Dedeman Art Galeri’de Pınar Kanber’in Mukarnas adlı sergisi 23 ocak 2018 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine aöık olacakdır.

yilmazparlar@yahoo.com 

   

 

Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi-Yılmaz Parlar

    Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi   05 Mart 2024 Salı Günü Sarıyer Boğaziçi Kültür ve Sanat Mekezi’nde, Hindistan İstanbul ...