18 Aralık 2018 Salı

Güldürürken Düşündüren Tiyatro-Binbir Gece Masalları-Yılmaz Parlar

Güldürürken Düşündüren Tiyatro

Çiğdem Tunç Tiyatrosu'nun “Binbir Gece Masalları” büyük keyif içinde izlenen oyundaki klasik masallar günümüz günceline örtüşen bölümleri seyirciyi hem güldürdü hem düşündürdü.




17 Aralık 2018 Pazartesi günü, Çiğdem Tunç Tiyatrosu'nun yeni oyunu “Binbir Gece Masalları”nın galası Sahne Maslak'ta muhteşem bir atmosfer içinde gerçekleşti.




Gala öncesi kokteylde Şehrazat karakterini oynayan Çiğdem Tunç’un Tahtırevanda olduğu oyun kıyafetleriyle kortej halinde, tiyatro sever dostlarıyla buluşan tiyatro ekibi galaya renk katdı. 


Kısa söyleşide Çiğdem Tunç, "Çok severek oynuyoruz. Yetişkinlere masallar anlatıyoruz. Binlerce yıl geriden gelen hikayeleri sahneye taşıyoruz. Çok mutluyum” Dedi.

Müzikal türündeki fantastik oyunda müzik, dans, koreografi, dekor canlandırma gerçekden mükemmel bir uyum içindeydi.




Son derece mükemmel şehrazat rolünü oynayan Çiğdem Tunç başarısına birde zarif hareketleri ekleyince tiyatronun tüm özelliklerini üstünde toplayan profesyonel bir performans sergilemiş oldu.


Eray Yasin Işık tarafından yazılan, Çiğdem Tunç'un hem yönettiği hem de Şehrazat karakterine hayat verdiği oyunun diğer rol arkadaşları; Ergün Demir, Sema Aras, Abidin Yerebakan, Deniz Salman, Alper Çorumluoğlu, Soykan Kişioğlu, Ezgi Küçük, Savaş Özkartal, Derya Yıldız, Gökmen Göçbeyli, Gülben Başer, Tunahan Çilingir ve Balca Aydoğdu.




Tiyatroda birde vefa örneği vardı. Çiğdem Tunç, yıllarca aynı sahneyi paylaşan, her oyunun galasında kendisini yalnız bırakmayan Mehmet Ali Erbil'e özel yıldızlı koltuk ayırdı. Yoğun bakımda olan Erbil için “İyileşecek, gelip yerine oturacak” inancında olduğunu söyledi.


Ayrıca, Tunç, öğle saatlerinde hastaneye kaldırılan Ayşen Gruda ile ilgili de "Ayşen çok eski dostumdur. Yeri doldurulamayacak bir sanatçıdır. Acil şifalar diliyorum. Bir an önce sevenlerinin arasında olması en büyük temennim" şeklinde mesaj gönderdi.




Tuğba Özay, Engin Çağlar, Abdullah Şahin, Betül Arkın, Kaan Cüreklibatur, Banu Noyan, Parla Şenol, Hazım Körmükçü, Zeynep Tandoğan, Nevra Serezli, Murat Parasayar, Acelya Elmas, Murat Evgin, Ruhsar Öcal, Ece Gürsel, Neslihan Yargıcı başda olmak üzere galada  pek çok ünlü isim vardı.




Çiğdem Tunç’un göz kamaştıran Şehrazat kıyafetlerini duayen ünlü modacı Yıldırım Mayruk hazırlamış.


Akademi saha eğitim yöneticisi Musa Fırat yönetimineki Bereket Döner ve Hacı Şerif'in sponsor olduğu galada irmik helvası, dönerin lezzeti ve içecekler konukları memnun etdi.

Tiyatro kimliği;
Yazan: Eray Yasin Işık
Yöneten: Çiğdem Tunç
Oyuncular: Çiğdem Tunç (Şehrazat/Anka Kuşu)
Ergün Demir (Şehriyar/Kırkharami/Denizci Simbat)
Sema Aras (Sultan)
Abidin Yerebakan (Balıkçı Baba)
Deniz Salman (Vezir)
Alper Çorumluoğlu (Haberci)
Soykan Kişioğlu (Haberci)
Ezgi Küçük (Dünyazat)
Savaş Özkartal (Köle)
Derya Yıldız (Harem Kızı)
Gökmen Göçbeyli (Cellatbaşı)
Gülben Başer (Harem Kızı)
Tunahan Çilingir (Şahzaman)
Balca Aydoğdu (Harem Kızı)
Kostüm Tasarım: Yıldırım Mayruk
Kostüm Sorumlusu: İpek Sağlam
Afiş Fotoğrafı ve Tasarım: Tamer Özbek
Müzik: Nida Şan
Koreografi: Veysel Aymaz
Dekor ve Sahne Tasarımı: Cihan Aşar
Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz

yilmazparlar@yahoo.com


Türk sinemasını geçmişten geleceğe taşıyanlar-Yılmaz parlar

104. Yıla 104 Ödül

Başkanlığını Yılmaz Atadeniz’in yaptığı Se-Sam (Sinema Eseri Meslek Sahipleri Birliği) 15 Aralık 2018 Cumartesi günü Grand Pera Emek Sahnesi’nde muhteşem törenle, “Türk Sineması’nın 104. yıla 104 ödül” sloganıyla ’a ödüllerini verdi. 



Aynı zamanda SE-SAM’ın 32. yılı olan geceye Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’da katıldı.


İş, sanat ve akademi dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı gecenin sunuculuğunu Hakan Türkşen ile Nur Türkşen üstlendiler.


1987 yılında Türk yapımcıları – sinemacılar ve video kaset dağıtımcılarının korunmaya alınması için devlet tarafından kurdurulmuş yarı resmi bir meslek birliği olan SE-SAM, Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği Başkanı Yılmaz Atadeniz ve Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan tarafından çok anlamlı açılış konuşması yapıldı.
Simema merkezi Beyoğlunun geçmişden günümüze uzun ve pek çok imkanlardan yoksun zorlu süreçleri dile getirildi.


İlk ödül alan Cüneyt Arkın hakkında; büyük yapım şirketlerin hep güvendiği, zamanının en gözde yönetmenleriyle tarihi filmlerinde sirk sanatcısı gibi ata binişleri setlerde ölümüne gerçekci rolleri yaparken kırılmadık kemik kalmadığı, çok fazla seyirci kitlesine hitap etmesi hatırlatıldı. Zamanında bu filmlerdeki aksiyonlara daha başarılı ve kareografik zenginlikler katabilmek için Medrano sirkinde akrobasi öğrendiği özel karate dersleri aldığı açıklandı.
Ödülü alan Cüney Arkın pek çok dostlarını görmekden memnun olduğunu ebediyete intikal edenler için çok üzüldüğünü ifade ederek “Azrail Beni Unutdu” espirisiyle bir başka gözde aktör İzzet Günay’a ödülü sundu.


120 civarında filme imza atan tiyatro ve sinema oyuncusu İzzet Günay’da Cüney Arkın ile ilgili bir anekdotu paylaştı. Ediz Hun’a ödülünü verdi. Espiri yaparak “Ediz’cim yanlış adama düştün. Ediz, hep hanımlardan ödül almayı tercih eder” dedi.
Ediz Hun Türk sineması hakkında sözlerinden sonra  “Sanata değer vermeyen toplumlar asla yükselemez”sözü yoğun alkış aldı.



Türk sinemasına ciddi emekler veren, diğer sanatcılardan başda yönetmen –yapımcı Temel Gürsu ve eşi Canan Perver, Aydan Şener, Orhan Gencebay, Sevim Emre, Serdar Gökhan, Engin Çağlar, Selda Alkor, Belkıs Özener, Süleyman Turan, Şemsi İnkaya, Suzan Avcı, Suna Selen, Meral Konrad, Devlet Devrim, Nilüfer Aydan, Şükrü Avşar ve daha pek çok isimle birlikde sinema yazarlığında duayen Atilla Dorsay katıldı.



100’ün üzerinde uzun metrajlı sinema filmine imza atan, çekirdekten yetiştiği sektörde duayen isim haline gelen Yapımcı-Yönetmen-Senarist Temel Gürsu 56 yıl boyunca gönülden sinemaya bağlı bir isim. Gerçekden ödülü hak eden emektarlardan.



Türk ve Dünya sinemasına ışık tutacak ellinin üzerinde eseri bulunan, kitap ve yazılarıyla Türk sinemasına şekil veren emektarlardan, yüzyılda bir gelecek duayen yazar Atilla Dorsay’da ödülünü aldı. Mesleki hayatının sinema yazarlığının elli yılını geride bırakan Duayen Atilla Dorsay kitap yazdıkca dinleniyor, gençleşiyor aslında dahada devleşiyor.

Türk sinemasına değer katan bu gün Dünyada sevilen Türk sinamasına emeği geçen değerleri hatırlamak adına proje sahibi Yılmaz Atadeniz’i iki türlü kutlamak gerekiyor. Kendi hizmetleri ve
böyle bir gecenin projesi için.



 yilmazparlar@yahoo.com

10 Aralık 2018 Pazartesi

Macaristan İstanbul Başkonsolosluğu Kültür merkezi-Aç Gözlerini-István orosz-yılmaz parlar

 Aç Gözlerini
Anamorfoz tekniğiyle Atatürk

Macaristan İstanbul Başkonsolosluğu Kültür merkezinde, gerçeküstü yetenek Macar sanatcı István orosz'un inanılmaz görüntüleri arasında Atatürk’ün Anamorfik tasarımı da yer aldı.

Macaristan’ın İstanbul Başkonsolusu Balazs Hendrich’in katılımıyla gerçekleşen, küratörlüğünü sanat tarihçi Kemal Orta’nın üstlendiği, Dünyaca ünlü Macar sanatçı Istvan Orosz’un, “Aç Gözlerini” isimli sergisi Macar Kültür Merkezinde, sanatseverlerle buluştu.
Macaristan’ın İstanbul Başkonsolusu Balazs Hendrich, Macar Kültür Merkezi müdürü Gábor Fodor, Küratör sanat tarihçi Kemal Orta ve Macar sanatçı Istvan Orosz birer konuşma yaptılar.

Görme duyusuyla algılanamayan, belirli bir biçime sahip değilmiş gibi görünen çizim, fotoğraf veya nesnelerin, simgesel düzende bir yere oturtulabilir,  özel bir bakış açısından algılanabilir olması anlamına gelen anamorfik tasarımıyla tanınan, fantastik anamorfik sanatıyla bilinen, evre omurgası özerk sanatsal çalışması olan István Orosz'in gravür çizim stili eserleri göz için, zeka için potansiyel bir dünyanın sanatını temsil ediyor.
Hangi görüntünün gerçekliğe daha yakın olduğuna, Pencerelerin dışarıya mı yoksa içeriye mi açıldığını hangi yanılsama olduğuna karar vermeyi zorlaştıran István Orosz'in eserleri muhteşem.


Matematiksel olarak eserleri imkansız nesneler, optik yanılsamalar, çift anlamlı görüntüler ve anamorflar ile bilinen Macar ressam István Orosz, sanatın düşünce ve felsefesinin algısal yolunu göstermek, farklı bileşenleri olduğunu, birbirlerini zenginleştirtiğini, fotoğrafik ayrıntılı çizimler, doğa bilimi kitaplarının, ansiklopedilerin yüzyılın dönüm çizimlerini tasvir ediyor.
İnce havaya karışan güçlü taş sütunlar, tuğlaların duvarlarına sorunsuz bir şekilde yapışan kitap rafları ve aynı anda birden çok yönden mekanı yansıtan tablolar - tüm bu akla gelmeyen manzaralar, dünyaca ünlü Macar sanatçısı István Orosz'un hayranlık uyandırıcı eserlerindendir.



Macaristan'ın imkansız yapıları en iyi şekilde gösteren illüstratör olarak, geometrik ilkelerle deneylerin sonucu paradokslar yaratan sanatcı István Orosz, izleyicilerin bakış açısıyla sürekli olarak oynayan akıllara durgunluk veren düşünceye ilham yaratıyor. Gerçekten eşsiz bir stil, çift anlamlar, optik yanılsamalar ve dağınıklık gibi geleneksel baskı yöntemleri ile gizli varlıklar sunan gerçeküstü görüntüler yaratıyor.




Görsel algının mutlaklığını ve biçimin yol açtığı yanılgıyı sorgulayan Aç Gözlerini sergisinde sanatçının imkansız mimariler ve yapılar, labirent, anamorfoz ve optik ilüzyonlar serilerinden işleri bulunuyor. Orosz’un son dönem konularından olan Gergedan ve Fil temalı eserlerinden de örnekler yer alıyor. Perspektif kavramını özgün üslubuyla eserlerinde ele alan sanatçı, görsel açıdan oldukça ilgi çekici kompozisyonlar ortaya koyuyor.



Bunların yanı sıra, István Orosz sergide yer alan anamorfik çalışmalarında, Yunancada yeniden dönüşüm anlamına gelen “Anamorfoz” kavramını yorumluyor. Perspektif ile oynayarak yarattığı imajları, kavisli bir ayna yardımı ile sadece bir açıdan bakıldığında görünür kılan Orosz, izleyiciyi saklı gerçek olgusu ile karşı karşıya bırakıyor. Sanatçı bu teknikte yarattığı iki anlamlı kompozisyonlarla uluslararası birçok sanat otoritesi tarafından bu alanda öncü kabul edilmektedir.



Ulusal ve uluslararası birçok ödülün sahibi olan István Orosz, István Orosz 1951 yılında Kecskemét'te doğdu. Genç yaşta edebiyattan hoşlanıyordu ve güzel sanatlar da uzun bir süre geçmişti. Sanat tarihi, gençleri ile ilgilenmeye başladı: iki yaz gününü, altmışlı yıllarda Zebegény Yaz Güzel Sanatlar Koleji Yaz Üniversitesinde geçirdi.  2016 yılında Batı Macaristan Üniversitesinden emekli oldu. Üniversite konseyi tarafından kendisine Profesör Emeritus ünvanı verilen sanatçı çalışmalarına Budapeşte’deki atölyesinde devam etmektedir.
Aç Gözlerini Sergisi, 10 Şubat 2019 tarihine kadar ziyarete açık olacak.

yilmazparlar@yahoo.com

5 Aralık 2018 Çarşamba

Romanya Ulusal Günü-2018 -Cununa Carpaților Folklor Topluluğu-Yılmaz parlar


Karpatların Tacı 

Romanya Ulusal Günü, İstanbul Romanya Başkonsolosu Adriana Ciamba ve Kültür merkezi müdürü Nadia Tunsu ev sahipliğinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Cemal Reşit Rey Konser Salonunda Karpatların Tacı olarak tanımlanan Cununa Carpaților Folklor Topluluğun muhteşem halk dansları gösterimi ve Romen muzik konseriyle şölen atmosferiyle kutlandı. 




İstanbul Romanya Başkonsolosu Adriana Ciamba günün mana ve önemini bildiren kısa bir açılış konuşması yaptı.


Ulusal Günü ve Romanya’nın Büyük Birleşmesi’nin yüzüncü yıl kutlamalarına adanan müzik ve dans gösterisine gelen konuklara teşekkür ederek, İstanbul „Dimitrie Cantemir” Romen Kültür Merkezi adına ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi..

Başkonsolos Adriana Ciamba “Bizim için özel olan bu yılda, burada, İstanbul’da, kültürel mirasımızın küçük bir bölümünü, Romanya'nın farklı kültürel bölgelerden alınmış geleneksel müziğimizi, çeşitli müzik aletlerimizi ve geleneksel kostümlerimizi sizlere sunmayı tercih ettik.



Bu gece sahne alacak olan profesyonel folklor topluluğu “Cununa Carpaţilor / Karpatların Tacı” 70 yıl önce kuruldu.Toplulukta yer alan genç ve profesyonel dansçılar, koreograf Viorel Cioacă’nın yönetiminde bulunmaktadır.




Halk müzik orkestrası, şef Dumitru Ionescu'nun liderliğindeki geleneksel halk enstrümanlarını çalan müzisyenlerden oluşmaktadır.”şeklinde grup ve mili gün hakkında bilgiler paylaştı.




Kültür merkezi müdürü Nadia Tunsu “Cununa Carpaţilor folklor grubunun, performanslarının kalitesi, repertuarların genişliği, kostümlerinin renk ve çeşitliliği ve usta yorumları sayesinde,  Romen folklorunu dünya sahnelerinde en otantik şekilde, başarıyla temsil eden topluluk haline gelmiştir. Topluluk dört bölgeden oyun ve kültür örnekler sunacaklar.” dedi.





İstanbul “Dimitrie Cantemir” Romen Kültür Merkezi, Romanya Ulusal Günü ve Büyük Romanya Birleşmesinin Yüzüncü Yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, olağanüstü performanslarıyla sahne alan Cununa Carpaților -Karpatların Tacı Profesyonel Folklor Topluluğu, folklorik müzik konseri ve dans gösterisi iki saati geçen Romanya’nın çeşitli bölgelerinden alınan müzik parçaları, halk oyunları ve geleneksel kıyafetleriyle muhteşem, unutulmayan, doyumsuz gece yaşatdılar.




Topluluğun koreograflığı Viorel Cioaca tarafından düzenlendi. Orkestra, profesyonel orkestra şefi Dumitru Ionescu batonu altında yöneltildi. Şef Dumitru Ionescu, geleneksel müzik enstrümanları ile sunulan parçaları kusursuz bir şekilde yönetdi.


Sanatsal aktivitesiyle, Cununa Carpaților -Karpatların Tacı, Profesyonel Folklor Topluluğu, Romen halk müziğinin kıymetlendirilmesine katkısını getirmekte ve beraberinde onun sürekliliğine katkıda bulunmaktadır.


Ulusal Gününe adanmış İstanbul programında, Dobruca, Oltenia, Muntenia, Ardeal, Banat vs bölgelerine ait geleneksel süit ve halk oyunların yanı sıra, kaval, tilincă, danofon, ocarină, blok flüt gibi Romen enstrümanları da sahnede sergilendi:

Olağanüstü bir deneyime sahip olan bu topluluğun otantik tarzda gösterilerin kalitesi, repertuarın çeşitliliği, kostüm ve kıyafetlerin renkleri ve büyük ustalıkla söylenen müzik parçaları çok üstün başarılıydı. 



Romanya Konsolosluk ilgililerinden Şeila Suliman’dan topluluk hakkında ”Cununa Carpaților -Karpatların Tacı” Profesyonel Folklor Topluluğu, genç sanatçılar, müzisyenler, dansçılar ve şarkıcılardan uzun yıllar içinde oluşan özel uzmanlar liderliğinde, sayısız gösteride sunumlarını hazırlayan sanatsal tutumları olan özel bir topluluktur. Performanslarının kalitesi, repertuarların genişliği, kostümlerinin renk ve çeşitliliği, ustalık yorumları ile Romen folklorunu dünya sahnelerinde en otantik şekilde, başarıyla temsil eden topluluk haline gelmiştir. Bu profesyonel topluluk Romen folklorunu gösteri kalitesi, repertuar genişliği, kostümlerdeki renk dağılımı ve yorum ustalığı açısından uluslararası sahnelerde aslına en uygun şekilde temsil etmeyi başarmıştır. Binlerce gösteri için sahne almıştır.” Bilgiler aldık.


Yine Şeila Suliman “Romanya Ulusal Günü, her Romen için özel bir önemi taşımaktadır;İstanbul "Dimitrie Cantemir" Romen Kültür Merkezi aynı zamanda Romanya Büyük Birleşme’nin Yüzüncü yılını da işaretlemeyi amaçlamaktadır; Romen folklorunu teşvik ederek, tüm kültür bölgelerinden halk müziği ve kostümlerini bir araya getirerek, somut mirasına ait olan değerlerin büyük bir ilgiyle karşılaştığını belirtmektedir.”sözlerine ekledi.


Kısaca Konser salonu hakkında bilgi hatırlatacak olursak; Meşhur Türk bestecisi Cemal Reşit Rey adını taşıyan ve özelikle klasik müzik konserleri düzenlenen Cemal Reşit Rey konser salonu, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki en büyük salonlarından biridir. 1989 yılında açılışı gerçekleşen konser salonun 870 koltuk kapasitesine sahiptir. Olağanüstü bir akustikten yararlanan bu Kültür Merkezi, konser, bale ve dans gibi gösteriler söz konusu olduğunda örnek bir ev sahibidir.


Cemal Reşit Rey Kültür Merkezi, İstanbul Romen Kültür Merkezi’nin değerli ortaklarından biridir. 2018 yıllında Romanya Ulusal Günü kutlamanın amacıyla gerçekleşen konser, bu muhteşem salonda art arda dördüncü yıl düzenlemektedir.




yilmazparlar@yahoo.com

Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi-Yılmaz Parlar

    Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi   05 Mart 2024 Salı Günü Sarıyer Boğaziçi Kültür ve Sanat Mekezi’nde, Hindistan İstanbul ...