9 Mart 2024 Cumartesi

Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi-Yılmaz Parlar

  Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi

 05 Mart 2024 Salı Günü Sarıyer Boğaziçi Kültür ve Sanat Mekezi’nde, Hindistan İstanbul Başkonsolosu Mijito Vinito ve eşi Shin Jung Lee, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in katılımıyla gerçekleşen Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubun nefis gösterisi davetlileri büyüledi.



 Hindistan Başkonsolosluğu himayelerinde, 4-8 Mart 2024 tarihlerinde Hindistan’ın Kuzey-doğu eyaleti Assam’dan sekiz kişilk Bihu halk dansı grubu Hindistan kültürünü tanıtmak için, Sarıyer Belediye bünyesinde olan Boğaziçi Kültür ve Sanat Mekezi’nde ilk gösterisini yaptı, folklorundan örnekler sundu.



 Açılış Konuşmasında Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Dünya çapında tanınmış Yaşar kemal’in sözlerinden alıntı yaparak “Dünya binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. Her çiçeğin bir rengi, bir kokusu vardır. İnsanlık, her kültürün üstüne titremelidir. Binlerce kültür çiçeği, birini koparırsak, insanlık bir kokudan, bir renkten yoksun kalır. Bir ülke insanları insanca yaşamayı, mutluluğu güzelliği seçecekse, bu önce evrensel insan haklarından, sonra da evrensel sınırsız düşünce özgürlüğünden geçer.” Şeklinde Hindistan’ı renkli çiçekler olarak sıfatladı. Mekanlarının yapmış olduğu ev sahiplğinden duyduğu memnuniyeti belirtdi. Ata’mızın “Yurtda Sulh Cihanda Sulh” vecizesiyle Konuşmasını noktaladı.



 Hindistan İstanbul Başkonsolosu Mijito Vinito Hindistan Eyaletleri Bölgeleri hakkında bilgiler verdi. “Federal devlet yapısına sahip olan Hindistan, 29 Eyalet ile 7 Birlik Toprağından oluşmakta olup, eyaletler kendi Hükümetlerine ve Parlamentolarına sahiptirler.” Doğal güzelliklerle dolu, Hindistan'ın en doğusundaki Sentinal Assam eyaleti, yemyeşil çay tarlaları, vahşi ormanlar ve inanılmaz arkeolojik alanları çevreliyor. Danslar hasat sonu şenlikleri için yapıldığı bilgiler paylaşıldı.



Verilen bilgilere göre; Bu kültürel grup, Hindistan Kültürel İlişkiler Konseyi tarafından görevlendirildi. Hengerabari Assam Kala Kendra Dans Okulu mensubudurlar.



 Bihu, Hindistan’ın kuzey-doğusunda ortaya çıkmış popüler ve renkli bir halk dansıdır ve hasat zamanında nimet ve zenginlik için yapılan duadan bahseden Sanskritçe Bishu kelimesinden türemiştir. Çok eski zamanlardan beri var olan Bihu şarkı ve dansları doğa ve medeniyet arasındaki yakın ilişkiyi, farklı insanları bir araya getirmeyi temsil eder ve Hindistan’ın Assam eyaletindeki yaşam tarzı ve kültürünü kutlar. Assam ayrıca tek-boynuzlu Gergedanının tek yurdu ve dünyaca ünlü Assam çayının kaynağıdır.”



Grup, Bahçeşehir Ünversitesi Beşiktaş Kampüsünde, Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde, İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsünde gösterilere devam edecek.

 Türkiye’de iş hayatlarından dolayı yaşam sürdüren Hindistan’lı yöneticelerden aldığımız bilgilere göre;

Assam Kültürü 

Assam, kültürler söz konusu olduğunda bir çeşitlilik alanıdır. Mongoloid, Indo-Burma, Aryan'dan Hint-İran ırklarına kadar Assam tüm bu ırklara barınak sağlıyor. Assam halkı, Assamese veya Asomiya adıyla popülerdir. Assam dilinin ana dil olduğu bir yerdir, ancak Bodo, Miri, Mishimi, Kachari, Karbi ve Rabha kabilelerinin kabile halkının iletişim kurmak için farklı dilleri vardır.

Assam halkının çoğu Hindu dinine mensuptur ve putperestliği takip etmedikleri için Lord Vishnu'nun ihtişamıyla Namakarana'yı gerçekleştirirler. Assam kültürü tipik olarak Sutralar ve Naamghar olan iki ana dini ve kültürel kurum etrafında hareket eder. Assam'ın kültürel sembolüne gelince, Gamocha'ya Tamol-paan (betel yaprağı ve areca fıstığı) Spesifik olarak, tüm Assam halkı, kültürel farklılıklarına veya bölgesel çeşitliliklerine bakılmaksızın Gamocha'yı kullanır. Üç tarafı kırmızı bordürlü, dördüncü tarafı kırmızı dokuma motifli beyaz dikdörtgen el dokuması pamuklu bir bezdir. Bir Bihu dansçısı bu peştamalayı kafasına sarar. İbadet salonlarında insanlar sosyal statülerini belirtmek için boyunlarına bağlarlar ve bazen omuzlarına atarlar. Bu Gamocha'lar Bihuwaans olarak da bilinir ve Bihu'da aşkı tasvir ederken adak olarak da kullanılır.” Şeklinde bilgiler paylaştılar.

Yine Hindistanlı bir Yönetici şunları paylaştı;

"Hindistan'ın Assam bölgesi, zengin bir folklorik mirasa sahip olan bir bölgedir. Assam, çeşitli etnik grupların bir arada yaşadığı ve farklı kültürlerin birbirleriyle etkileşime girdiği bir bölge olduğu için folklorik zenginlik de oldukça geniştir.

 

Assam bölgesinin folklorik geleneği, halkın yaşam biçimlerini, inançlarını, mitolojilerini ve hatta doğa ile ilişkilerini yansıtır. Assam, eşsiz doğal güzellikleri ve bitki örtüsüyle tanınır. Bu nedenle, bazı halk hikayeleri ve masallar, ormanlar, nehirler ve dağlarla ilgili anlatıları içerir.

 

Bölgedeki önemli folklorik ögelerden biri Bihu dansıdır. Bihu, Assam'ın en önemli festivallerinden biridir ve bir dans ve müzik şeklidir. Bihu dansı, hasat zamanı kutlamaları sırasında gerçekleştirilir ve halkın birlikte eğlenmesini sağlar. Dansın enerjik ritmi ve renkli kostümleri, katılımcılara keyifli bir deneyim sunar.

 

Assam folklorik geleneği ayrıca "xopun"(düğün) ve "bhawna"(tiyatro) gibi etkinlikleri de içerir. "Xopun", Assam'da düğünlerin önemli bir parçasıdır ve gelin ve damadın aileleri arasındaki etkileşimi yansıtır. "Bhawna", Assam dilinde tiyatro anlamına gelir ve bölgenin tiyatro geleneğini ifade eder. Assam tiyatrosu, halkın sosyal konuları ele alarak eğlendirici bir şekilde anlatmasını sağlar.

 

Assam folklorik geleneği aynı zamanda mitolojik hikayeleri de içerir. Assam halkı, kutsal hindu metinleri olan Ramayana ve Mahabharata'dan esintiler sunan mitolojik hikayeleri anlatır. Bu hikayelerde tanrılar, kahramanlar ve efsanevi yaratıklar yer alır."

Gösteri sonrası Hindistan Mutfağından seçkiler davetlilere ikram edildi. Davetliler gastronomiyi tanıma fırsatı buldular..

yilmazparlar@yahoo.com

 

20 Şubat 2024 Salı

Kültürel Zenginliğin İncisi-Kültür Sanat Dergisi-ANA-Yılmaz Parlar

 Kültürel Zenginliğin İncisi-Kültür Sanat Dergisi-ANA

 Sanatın gücünü ve önemini vurgulayan özgün içerikleriyle bilinen, her sayısı, sanatın toplumsal ve bireysel yaşamdaki etkilerini anlamak ve takdir etmek için bir fırsat sunan, İmtiyaz sahibi ve aynı zamanda Genel Yayın Yönetmenliğini Şaheste Günday’ın yaptığı Kültür Sanat Dergisi ANA  Dergisi yeni sayısının içeriklerini görüşmak için rutin toplantısını gerçekleştirdi. Gündem öncesinde Em. Kurmay Alb. Ömer Karabiber’in bilinmeyen yönleri ile önemli bir konunun konferansı gerçekleşti.


Doğan Hızlan,  Em. Büyükelçi Önder Özar, TSM Bestekar ve Koro Şefi Vedat Çetinkaya, Aktör ve Film –San Vakfı Başkanı Engin Çağlar, TSM-Şişli Eski Dostlar Koro Şefi Şeyda Sevinçli, Türk El Sanatları Sanatçısı ve Yazar Sami Sefer Coşkun, Başda olmak üzere Profesörler, Sanatcılar, gibi zengin yazar kadrosunu bünyesinde bulunduran Kültür Sanat Dergisi olan ANA dergisi, Türkiye'nin önde gelen kültür yayınlarından biri olarak, derinlemesine analizler, ilham verici röportajlar ve özgün içerikleriyle okurlarına benzersiz bir deneyim sunmaya devam ediyor. Derginin her sayısı, zengin içeriğiyle okuyucularını farklı bir yolculuğa çıkarıyor.


Derginin en çarpıcı özelliklerinden biri, çeşitliliği ve kapsamlı içeriği ile dikkat çekiyor olmasıdır. Sanat dünyasının her köşesinden haberler, müzikten edebiyata, sinemadan tiyatroya kadar geniş bir yelpazede yer alıyor. Okuyucular, dergide keşfedilmeyi bekleyen yeni sanatçılar, yapıtlar ve kültürel hareketler hakkında bilgi edinme fırsatı buluyor.



 Kültür Sanat Dergisi aynı zamanda sektörde öncü isimlerle yapılan derinlemesine röportajlarıyla da dikkat çekiyor. Dergide yer alan röportajlar, sanat dünyasının önde gelen isimlerinin düşüncelerini ve ilham verici hikayelerini okuyucularla buluşturuyor. Bu sayede, okuyucular hem sektördeki gelişmeleri takip ederken hem de ilham alacakları birçok öyküye ulaşıyorlar.



Özenle seçilmiş yazılar, görseller ve eleştirilerle dergi, sanatseverlerin merakını ve ilgisini her zaman canlı tutuyor.

 Okurlar, Kültür Sanat Dergisi'nin her sayısında kaliteli ve nitelikli içeriklerle karşılaşıyorlar.



 Yeni sayı içerikleriyle ilgili gündem sonrası zihin yorgunluğunu şenlendirmek adına Klarnet Sanatçısı Ali Aydoğan,  Udi Ahmet Gülcüoğlu Eşliğinde Vedat Çetinkaya, Şeyda Sevinçli, Gülşen Aygün ve Rukiye Karaküdük’ün seslendirdiği Şarkılarıyla tamamladılar.

 yilmazparlar@yahoo.com


9 Şubat 2024 Cuma

Sanat Merkezi Summart’da Aporia-Yılmaz Parlar

 Sanat Merkezi Summart’da Aporia

Ruanda Fahri Konsolosu Zeynep Bora’nın icra direktörlüğüğünü yaptığı Summart Sanat Merkezi yine mükemmel bir sergiye ev sahipliği yaptı.



Sanatseverlerin sadece görsel bir zevk için değil, aynı zamanda derin düşünceleri ve duygusal deneyimleri keşfetmek için bir araya getiren, çağdaş sanatın çeşitliliği ve yeniliği teşvik eden, toplumu zenginleştiren ve ilham veren, genç yeteneklere destek vererek, onların potansiyellerini keşfetmelerine ve sergilemelerine olanak tanıyan, duygusal ve zihinsel keşiflerine rehberlik eden, kültürel birer hazine insanlığın ruhunu ve yaratıcılığını besleyen, övgü dolu mekan Summart Sanat Merkezinde Aporia isimli sergi yoğun ilgi gördü.

Ali Elmacı, Leyla Emadi, Fırat Engin, Uğur Güler, Hakan Sorar ve Evren Sungur’un farklı dönemlere ait eserlerini bir araya getiren sergi Küratörüğü Cem Karakaya üstlendi.

Sanat dünyasında yaptığı etkileyici çalışmalarla tanınan, Kültür dünyamızın önemli isimlerinden biri olan Cem Karakaya, karma sergi Aporia, hakkında; “ Sürekli gelişen ve kültürel olarak evrilen dünyamızın, güç mücadeleleri tarafından şekillendirilen derin çelişkilerini anlamamıza yardımcı olacak eleştirel bir bakış açısı sunmayı amaçlıyor.” Şeklinde ifade ediyor.



Antik Yunan felsefesinden adını alan Aporia, aslında bir kavramdır ve anlamı "çelişki" veya "çıkmaz"dır. Bu platform, adını taşıdığı gibi, çeşitli düşünce sistemlerinin, ideolojilerin ve değerlerin arasındaki çatışmaları ve çelişkileri irdeleyen bir perspektif sunmaktadır. Aporia'nın amacı, karmaşık sorunları ele alarak, derinlemesine düşünme ve eleştirel analiz yoluyla çözüm aramaktır.

Aporia'nın sunduğu eleştirel bakış açısı, kültürel evrimin karmaşıklığını daha iyi anlamamıza ve dünyadaki derin çelişkilerle başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Platformun, toplumların çeşitliliğini ve karmaşıklığını kucaklayarak, daha adil, sürdürülebilir ve barışçıl bir dünya için çözümler geliştirmeye katkı sağlaması beklenmektedir.

yilmazparlar@yahoo.com

 

25 Kasım 2023 Cumartesi

6. İstanbul Orchestra'Sion Uluslararası Piyano Yarışması-Yılmaz Parlar

  Uluslararası Piyano Yarışması Neden Önemli

1-4 Nisan 2024’de gerçekleşecek 6. İstanbul Orchestra'Sion Uluslararası Piyano Yarışması'nın Önemi Nedir.

2013’ten beri Alink-Argerich Vakfının ve 2017’den beri Dünya Uluslararası Müzik Yarışmaları Federasyonu’nun üyesi olan 

İstanbul Orchestra’Sion Uluslararası Piyano Yarışması

(Notre Dame de Sion Piyano Yarışması), müzik dünyasının prestijli etkinliklerinden biri olarak öne çıkıyor. 



Her iki yılda bir düzenlenen Notre Dame İstanbul Orchestra'Sion Uluslararası Piyano Yarışması, müzikte yetenek ve kültürel zenginliğin buluştuğu özel bir platform..

Bu yarışma, genç piyanistlere kapsamlı bir sahne deneyimi kazanma ve yeteneklerini uluslararası alanda sergileme fırsatı sunuyor. 


Bu etkinlik, Notre Dame de Sion Okulu tarafından düzenlenmekte olup, katılımcılara profesyonel bir platformda kendilerini gösterme şansı vermekle birlikte klasik müziğin gelecekteki temsilcilerini keşfetmeyi amaçlıyor.



Yarışmanın öne çıkan özelliklerinden biri, uluslararası jüri üyelerinden oluşan seçkin bir ekibin katılımcıları değerlendirmesi. Bu, genç piyanistlere kariyerlerinde önemli bir geri bildirim kaynağı sağlayarak sanatsal gelişimlerine katkıda bulunuyor. 


Jüri üyeleri, performansın teknik becerilerini değerlendirmenin yanı sıra duygusal derinlik ve yorumlama becerilerini de dikkate alarak kapsamlı bir değerlendirme sunuyor.


Notre Dame de Sion Piyano Yarışması, katılımcılara klasik müzik repertuarını genişletme fırsatı tanıyan çeşitli kategorilere sahip. Yarışmacılar, Barok, Klasik, Romantik ve çağdaş dönemlere ait eserleri içeren bu kategorilerde performans sergileyerek müzikal çeşitlilik içinde kendilerini kanıtlama şansı elde ediyorlar.


Yarışmanın bir diğer önemli yanı ise kazananlara verilen ödüller. Bu ödüller, genç sanatçıların kariyerlerine önemli bir destek sağlamanın yanı sıra onları müzik dünyasında daha fazla tanınabilir kılıyor. Ayrıca, yarışma sonrasında kazananlar geniş bir dinleyici kitlesi önünde konserler verme şansını yakalayarak uluslararası arenada adlarını duyurma imkanı buluyorlar.



Diplomat kimliğinin yanı sıra yetenekli bir piyanist olarak bilinen Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin’in katılımıyla 23 Kasım 2023 Perşembe günü Notre Dame de Sion Fransız Lisesi Grande Salle salonda gerçekleşen Basın toplantısına Yarışma Başkanı ve Okul Müdürü Alexandre Abellan, Okul Türk Müdür Başyardımcısı Tuna Zenginel Saikali, Jüri Başkanı Jean-Yves Clément Jüri üyesi Lukas Geniusas, Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi kurucusu ve yöneticisi Filiz Ali, IKSV Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Gürer Oymak, Andante klasik müzik dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bali, Orchestra’Sion Şefi Orçun Orçunsel ve Yarışma Genel Sekreteri Emmanuelle Beaufils katıldılar. 

Basın Toplantıya katılan isimler Yarışma hakkında bilgiler paylaştılar. Basın mensupların sorularını cevapladılar.

Yarışma Başkanı Okul Müdürü Alexandre Abellan “168 yıldan beri Notre-Dame de Sion'da, başta müzik olmak üzere sanat ve kültür eğitimi, pedagojik yöntemlerimizin merkezinde yer almaktadır. Ayrıca Uluslararası Piyano Yarışmamız, parçası olduğu eğitim projesinin çok ötesine geçmekte olup, itibarımızı oluşturan mükemmellik arayışımızı temsil ediyor. Bu yarışma, genç yeteneklerin değerini gün ışığına çıkararak, niteliği ve önemi ile İstanbul'un kültür ve eğitim sahnesinde görünür olmamızı sağlıyor”.dedi



Diplomatik misyonunu müzikle birleştirerek dikkat çeken Başkonsolos Olivier Gauvin kültürler arası etkileşimi ve sanatın birleştirici gücünü vurguluyarak, bu eşsiz yaklaşımı, diplomatik ilişkilerin ötesinde sanatın insanlar arasında bağ kurma potansiyelini ortaya koyduğunu ifade eden kısa konuşma gerçekleştirdi Gauvin “İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nin desteğiyle ikinci kez olarak bu ödülü vereceğim için çok mutluyum. Notre-Dame de Sion'u müzikteki bu güzel macerası için kutluyorum. » sözleriyle birlikte desteklerini açıkladı.


Gauvin, yarışmanın 3. aşamasındaki adayları dinleyerek değerlendirecek ve Başkonsolos Olivier Gauvin Ödülü'nü verecektir. 


Jüri ;

Jüri Başkanı Jean-Yves Clément, Anna Geniushene, Denis Pascal 

Etsuko Hirose ,Gülsin Onay, Lukas Geniusas, Toros Can gibi isimlerden oluşuyor.


İlgililerin Verdiği Yarışma Hakkında  ve Ödül Bilgileri; 


Birincilik Ödülü 8.000 $, İkincilik Ödülü 4.000 $, Üçüncülük Ödülü 2.000 $’dır.

Yarışmada Birincilik, İkincilik ve Üçüncülük olmak üzere 3 ana ödülün yanı sıra Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi öğrencilerinin oluşturduğu jüri tarafından verilen NDS Gençlik Müzik Ödülü de bulunmaktadır. 

Yarışmanın üçüncü turunda icra edilmesi gereken zorunlu eserler arasında çağdaş bir Türk eserin de bulunması, Türk bestecilerin uluslararası platformda tanınmasına katkı sağlıyor. Bu kapsamda, 2017’den beri ünlü piyanist ve besteci Ali Darmar her yarışma için özgün bir eser besteliyor ve bu bölümün kazananı Ali Darmar Ödülü'nün sahibi oluyor.



Birincilik Ödülü’nü kazanan yarışmacıya iki sene içerisinde bir seri konser vermesi teklif edilecek olup, bunlar arasında: Istanbul Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi’nin gösteri salonunda bir konser, Fransa’nın Chateauroux şehrinde Lisztomanias Festivali’nde bir resital, Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nde bir konser ve Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi’nde bir konser ve Fransa’nın Bourges şehrinde Saint-Bonnet Tiyatrosu’nda bir resital bulunmaktadır. Kazanan yarışmacı daha sonra başka konserler de verebilir. Bu konserlerin listesi internet sitesinde düzenli olarak güncellenecektir.

2022’den beri yarışma kapsamında iki özel ödül verilmektedir; bunlardan birincisi Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin Ödülü’dür. Aynı zamanda kendisi de piyanist olan Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin 3 Nisan 2024 tarihinde düzenlenecek yarı finale katılarak özel ödülünü takdim edeceği adayı seçecektir.



Diğer özel ödül ise Cemal Reşit Rey Ödülü’dür. CRR Genel Sanat Yönetmeni Murat Cem Orhan 4 Nisan 2024 Perşembe günü saat 20.00’da CRR Konser Salonu’nda düzenlenecek yarışma finalinde seçtiği bir adaya Cemal Reşit Rey Ödülü’nü takdim edecektir.


Tüm ödüller yarışmanın kapanışı vesilesiyle düzenlenecek bir gala gecesinde verilecektir. 


Yarışmaya Başvuru 

Video üzerinden ön eleme 

Videolar üzerinden ön elemelere kaydolmak için, adayların yarışmanın internet sitesinde «kayıt» alanındaki linkte yayınlanan bir formu doldurmaları gerekmektedir. Adayların başvuru formuna video veya videolar ile bir CV eklemeleri gerekmektedir. 

Bu ilk kayıt, 60 avroluk bir ödeme gerektirmektedir. («ödeme» alanındaki linkten veya banka havalesi yoluyla ödeme yapılabilir). 

Son kayıt tarihi Cuma 1 Aralık 2023 gece yarısıdır. 

Ön eleme Aralık 2023’de gerçekleşecektir. Tüm adaylar, başvurularının kabulü veya reddi konusunda en geç 18 Aralık 2023 Pazartesi tarihine kadar bilgilendirilecektir. Yarışmaya katılmak üzere elemeden geçmiş adayların program seçimlerini içeren ikinci bir kayıt dosyası doldurmaları ve 60 avro tutarındaki nihai kayıt ücretini ödemeleri gerekecektir. 

yilmazparlar@yahoo.com


7 Kasım 2023 Salı

Don Kişot Belgeseli, Cervantes Hiç İstanbul'da mıydı?-Yılmaz Parlar

  Don Kişot Belgeseli, Cervantes Hiç İstanbul'da mıydı?

1616'daki ölümünün dördüncü yüzüncü yılında, Avrupa edebiyatında modern romanın öncüsü olarak kabul edilen Miguel de Cervantes'in muğlak yaşamı boyunca efsaneler ve gerçekler hâlâ iç içe geçiyor.

Esaretten Doğan Şövalye, Don Kişot Belgeselinin Çekimlerine Başlanıyor



5 Kasım 2023 Pazar günü Taksim Barcelo İstanbul Hotel’de basına  tanıtılan, Proje Tasarımı  Dr. Nesrin Karavar’a ait olan  ve Mehmet Gün’ün yönetmenliğinde hayata geçirilmesi planlanan Esaretten Doğan Şövalye, Don Kişot belgeselinin çekimlerine başlanıyor. 

Modernist romanın kurucularında sayılan Cervantes’in yıllara ve yollara yayılan hayat hikayesi ve İstanbul’la ilişkisini temel alan ‘Esaretten Doğan Şövalye, Don Kişot belgeselinin tanıtımı önce kısa film gösterimi ile başladı.



Dr. Nesrin Karavar’ın ve Mehmet Gün’ün verdiği bilgilere göre; Cervantes’i büyük bir yazar yapan ve Osmanlı dönemi Cezayir’inde yaşadığı beş yıllık esaret hayatıdır. Cezayir’de beş yıl geçiren yazar, Don Kişot romanını yazarak, hem çağdaşları hem de yüzyıllarca sonrasında bile gerçeklikte ve akıldan uzak düşecekleri ebediyen gerçeğin parodisine hapsetmiştir. Don Kişot eseri ile modern romanın kurucu babası unvanını kazanan Miguel de Cervantes, Osmanlı topraklarında bir asker, bir tutsak ve nihayet özgür bir adam olarak neler yaşamıştı? Belgeselde konu olacak. Sürpriz belegelerinde olduğunu ifade eden yapımcılar kilitli şifreli bir belgesel olacağını ifade ettiler.



Osmanlı Türkiye’si içinde başka yerler mesela İstanbul’a da getirilmiş miydi? Bazı şehir efsanelerine göre İstanbul’da Camii inşaatlarında çalıştığı iddiası gerçek olabilir miydi?

Sıradan bir esir gibi sadece hizmetkâr olarak mı yaşayıp gün geçirmişi miydi yoksa Cezayir’de yüksek İslam kültürüne sahip münevverlerle temas kurmuş muydu?

Alanında uzman akademiyenler Prof. Isabel Soler, Prof. Jose Manuel Lucia Megias, Emilio Sola, Rosa Navarro, Oscar Ayala, Javier Rioyo ve Abderrahmane Khelifa, Sandra Rivas, uzmanların katkıda  bulunacağı belgeselin temel amacı döneminin tanıdıklığını yapıp Cervantes gibi büyük bir yazarın eserlerini etkileyen önemli süreçleri tarihi gerçekliklerle ortaya koymaktır.



La Manchalı Don Kişot'un (orijinal adı günümüz İspanyolcası olan Don Kişot de la Mancha) ünlü yazarı, İstanbul'un camilerinden biri olan ve Tophane semtinde bulunan Kılıç Ali Paşa Camii ile de ilişkilendirilmiştir . Türk araştırmacı Rasih Nuri İleri (1920-2014) , dönemin büyük mimarı Mimar Sinan'ın emrindeki caminin yapımında 1578-1580 yılları arasında çalışan köleler arasında Cervantes adını bulduğunu iddia etmiştir. Hiçbir akademik yayın tarafından desteklenmeyen bu teori, daha sonra birçok Türk medya kaynağı tarafından yayıldı.

yilmazparlar@yahoo.com


22 Aralık 2022 Perşembe

Summart-Kökleri Toprakdan Uzak-Yılmaz Parlar

  Summart-Kökleri Toprakdan Uzak

Ruanda Fahri Konsolosu Zeynep Bora’nın icra direktörlüğüğünü yaptığı Summart Sanat Merkezi yine mükemmel bir sergiye ev sahipliği yaptı.



Seçil Büyükkan sanatcının “Kökleri Toprakdan Uzak”  isimli sergi açılışına  Başda Art Tv ve Ekav Vakfı kurucusu İnci Aksoy Televizyon Programcısı İsmail Küçükkaya olmak üzere İş ve sanat Dünyasının ünlü isimleri akademisyenler elit sanatsever davetliler katıldı.



Ağaçları kökleri görünce Descartes gözlemleri ve Van Gogh'un Efsane son resimlerinden biri olan ağaç köklerini hatırlatdı.

Descartes, felsefenin tamamı bir ağaca benzer: kökleri metafiziktir, gövdesi fiziktir ve gövdeden çıkan dalların tümü diğer bilimlerdir.

Felsefe ağacının kökleri hangi toprakta tutunur? Kökler -ve onların aracılığıyla tüm ağaç- besleyici sularını ve güçlerini hangi topraktan alıyor? Toprağa gizlenmiş olan hangi element ağacı destekleyen ve besleyen köklere girer ve burada yaşar?... 

Van Gogh'un tarihi tablolarından biri olan sanat dünyasına bırakdığı miras eseri kökler ve gövdelerin pitoresk bir kombinasyonunu akla getiriyor. 

Sanatcı Seçil Büyükkan ile yaptığımız söyleşide Uzak doğu felsefesinden yola çıkarak aldığı ilhamla Kökleri işlemiş.



Kökler topraktan ayrılmış boşlukta sallanıyor. Resimler  birçok yönden benzersizlik yaratıyor. Güçlü vuruşlar yerine daha naif çizimler yer alıyor tablolarda, kaos derlemelerle seyirciyi düşünceye bırakıyor.

Toprağı incelediğimizde;Topraklar çeşit ve yapılarına göre farklı su tutma kapasitesine sahiptir. Toprağın bu özelliğine uygun olarak her bitki, kendisi için gerekli olan su miktarını temin edebilmek için toprağın çeşitli derinliklerine kadar uzanan, çok çeşitli tipler gösteren ve oldukça geniş bir alana yayılabilen kökleri taşır. Toprağın derinliklerinde bulunan en küçük su damlacığından bile yararlanmaya çalışırlar. 



Güçlü kökleri olan bir ağaç, en şiddetli fırtınaya dayanabilir, Derin kökleri olan küçük bir ağaç türbülansta sığ kökleri olan büyük bir ağaçtan daha iyi durur. 

Köklü Ağaç fazla dal ve kökle güçlenen bir ağaç gibi, kendi toprağımızda tutunmamız gerekiyor. Ağaçta olduğu gibi insanda da durum aynıdır. Yüksekliğe ve ışığa ne kadar yükselmeye çalışırsa, kökleri dünyevi söze, özlü söze, karanlığa, derine, kötülüğe o kadar şiddetle mücadele eder. Kökenlerimizi reddettiğimizde, hangi toprağın ekilmiş olduğunu görürsek onun ürünü oluruz; Ödünç alınan besinleri ödünç alınan köklerle tükettikçe yapraklarımızın renkleri değişen bir ağaç gibi büyürüz. 

Seçil Büyükkan eserlerini kendi ifadesiyle özetle; “Kökleri topraktan uzak bir ağacın eğilimi köklerini toprağa ulaştırma çabasıdır.

İnsanın üzerine düşündüğü en eski konular, doğum-yaşam ve ölümdür. Düşünme bir dizge olarak, insanı, içinde olduğu dünyanın gerçeklerini kavramada somut varoluştan soyut kavramlara yöneltir. İnsansız bir dünyanın varlığı olasıdır, canlılık döngüsü bir zincirini yitirir sadece. Böyle bir dünya tasavvuru, insanın düşünme eyleminin de yokluğuyla, neden-sonuç ilişkisinin karşılıklı ve belirli kurallarla düzen içinde yaşanması olarak açıklanabilir.”

yilmazparlar@yahoo.com

 

26 Kasım 2022 Cumartesi

Sanatsal İfadeyle Kadına Şidete Hayır-Yılmaz Parlar

  Sanatsal İfadeyle Kadına Şidete Hayır

Kadına yönelik şiddet, özellikle eş şiddeti ve cinsel şiddet, önemli bir halk sağlığı sorunudur ve kadının insan haklarının ihlalidir.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan tahminler, dünya çapında yaklaşık üç kadından birinin (%30) yaşamları boyunca ya fiziksel veya cinsel eş şiddetine ya da eş dışı cinsel şiddete maruz kaldığını göstermektedir.



Bu şiddetin çoğu yakın eş şiddetidir. Dünya çapında, 15-50 yaş arası bir ilişki içinde olan kadınların neredeyse üçte biri (%27), yakın eşleri tarafından bir tür fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldıklarını bildiriyor.

Şiddet kadınların fiziksel, zihinsel, cinsel ve üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir ve bazı ortamlarda cinsel hastalık kapma riskini artırabilir.

Kadına yönelik şiddet önlenebilir. Sağlık sektörü, şiddete maruz kalan kadınlara kapsamlı sağlık hizmeti sağlamak ve kadınları ihtiyaç duyabilecekleri diğer destek hizmetlerine yönlendirmek için bir giriş noktası olarak önemli bir role sahiptir.



Sarıyer Belediye Başkanlığı ev sahipliğinde, Uluslararası Diplomatlar Birliğin (BDU, Ispartakule Rotary Kulübü Destekleriyle Ülkü Cılızoğlu kuratörlüğünde sanatcılar sanat eserleriyle kadına yönelik şiddete hayır dediler.

Birleşmiş Milletler tarafından  "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" dolayısıyla görsel anlatımın sözel anlatımdan daha etkili olduğu yolundan hareketle Sarıyer Belediye Başkanlığı binasında açılan sergi yoğun ilgi gördü.



Ülkü Cılızoğlu Sergi teması hakkında kısa bir konuşma yaptı. Her zaman Kadına her türlü destek projeleri içinde gördüğümüz Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç sadece kadına değil İnsana yönelik her türlü şiddete hayır demeliyiz dedi. Yönetim Kurul Başkanlığını Musa Karademir’in yaptığı Uluslararası Diplomatlar Birliğin (BDU) özel teşekkür plaketleri Başkan Musa Karademir tarafından Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’e ve kuratör Ülkü Cılızoğlu’na projede emekleri nedeniyle verildi. 

Ayrıca emeği geçen Ispartakule Rotary Kulüp Başkan ve yönetim kurul üyeleriyle  Uluslararası Diplomatlar Birliğin (BDU) yönetim kurul üyelerine BDU teşekkür sertifikaları verildi. 

Plastik sanat eserlerin yanı sıra Mardin’li Münevver Kasap sanatcının çiçek motifli naif eserlerinin yanı sıra barış mesajı veren kadim medeniyetlerin işlemeleri yoğun ilgi gördü.



Nedir Kadına yönelik şiddet?

Birleşmiş Milletler kadına yönelik şiddeti “kadınlara fiziksel, cinsel veya zihinsel zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayalı herhangi bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak kadınlardan yoksun bırakma” olarak tanımlamaktadır. 

Yakın eş ve cinsel şiddetin sosyal ve ekonomik maliyetleri önemsenmeyecek derecede büyükdür. Toplum genelinde dalga dalga etkileri vardır. Kadınlar tecrit, çalışamama, ücret kaybı, düzenli faaliyetlere katılamama ve kendilerine ve çocuklarına bakma konusunda kısıtlı yeteneğe sahip olabilir.



İyi tasarlanmış değerlendirmelere dayalı olarak, kadına yönelik şiddeti önlemek için neyin işe yaradığına dair;  kadınlara Saygı,  stratejiler başda gelmektefir.

Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadelede liderlik göstermeli ve çabaları artırılmalı, Kadınların ve kız çocuklarının temel haklarının korunması tartışılamaz. 

Kriz, silahlı aktörlerin varlığı, yerinden edilme, kopmuş sosyal ve koruyucu ağlar ve hizmet eksikliği nedeniyle bu şiddeti şiddetlendirebilir veya yeni şiddet biçimleri getirebilir.. 

Cinsiyete dayalı şiddet, Kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet, aile içi şiddet, Ekonomik şiddet, Psikolojik şiddet, duygusal şiddet, Fiziksel şiddet İnsan kaçakçılığı, kadın cinayeti, Namus cinayeti, Cinsel şiddet ( Cinsel taciz, Tecavüz), Kadın sünneti, Çocuk evliliği, 

Bunlara ek olarak Çevrimiçi veya dijital şiddetde mevcutdur; Siber zorbalık, Rıza dışı cinsel içerikli mesajlaşma, Doxing 

Tüm bunlar tek günün teması ışığında toplumsal farkındalıkla sıfır noktasına getirilmeli. Hiç Olmamalı..



yilmazparlar@yahoo.com

Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi-Yılmaz Parlar

    Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi   05 Mart 2024 Salı Günü Sarıyer Boğaziçi Kültür ve Sanat Mekezi’nde, Hindistan İstanbul ...