5 Temmuz 2017 Çarşamba

Transcendens. In Between Speculatıons-Yılmaz Parlar

Transcendens. In Between Speculatıons
İstanbul "Dimitrie Cantemir " Romen Kültür Merkezi evsahipliğinde, Galata Adahan Hotel sanat  galerisinde  görsel sanatçı Anamaria Avram ve film yapımcısı ve görüntü müdürü Sorin Manu'nun hazırladığı “Transcendens. In Between Speculatıons” isimli sergi açıldı.
Açılışa bazı Lonsolosluk kültür sanat temesilcileri, santacılar, sanatseverler katıldı.
Romanya Konsolosluk kültür ateşesi Nadia Tunsu,  Romen Sanatcı Anamaria Avram hakkında “Bu proje değişken insan ruhunun geçmiş ve gelecek zaman içinde şartları barındırıyor.
Bilinçaltımızın gizli aynası bununla beraber kendi duygu düşüncelerimizi incelemeye davet ediyor. Kendini sorgulama, Kendi gözlem, ruh aramaya davetkar bir kavramı mevcut.”dedi
Nadia Tunsu yaptığı geniş açıklamasında multimedya projesi Anamaria Avram - Sorin Manu “Transcendens”. tahminler arasında bir günüm geçmişi arasında zamanla kalıcı olarak askıya alınmış, insan durumunun insan ruhunun hassas değişkenleri hakkında bir "meditasyon" olan bir multimedya projesidir.
Anamaria Avram ile Koordinatör Seila Suliman’ın tercümanlığında yaptığımız söyleşide  Anamaria Avram  kendi konsepti hakkında “Dünya tarihi, nedensizliğin ve bilimin ötesinde paranormal fenomenlerle doludur. insanlar hep parapsikolojiye inanmışlardı ve süperestiyonlara veya "Korelasyon kuralı" na dayalı mantıksal gözlemevilerine yapışmışlardı. bilinç dünyasını - bilinçaltının gizli bir aynası - bütün varlığı sürdürecek psikolojik destek olarak icat ettiler. Yukarıdakileri göz önünde bulundurarak, mevcut proje, içten-içe dönük bir tiptedir; kendini mistik, tanınmacı deneyimlerine teşvik ederek, gerçekliği yeniden keşfederek "speculatıon" yoluyla - ilanın spekülasyonları yoluyla - "varlığın" ısrarlılığı, yansıması ve içgözlemine yönlendirir.” Bilgiler veriyor.
Resimleri hakkında verdiği tarzı şöyle izah ediyor “Gerçek soyut bir kavramdır, bireysel parçaları olan, kişisel olarak idealist ve hayali analizlerle gerginleştirilen veya doğaüstü tarafından işlenmiş bir ruh yaratılmıştır. geçmişten geleceğe, gerçek bir hatırlık boyunca yaşamımızı boyunca sürükleyen (otomatik) hipnoz durumlarımızdan geçiyoruz. dünyan ve sahip arasında aşırılıklarla taciz edilen (bize arasında), şimdiye kadar yaşayarak, nadiren dengede olan, aşırılıklar tarafından taciz ediliyoruz. geçmiş ve kimerik olarak geleceği düşünürken, mevcut nerede?  Sahip olduğumuz tek kesinlik.”
Sonra kahve kültürün tarihçesini özetliyor.
Asya kökenli olan ve araplar ve türkler tarafından ortaklaşa "kahve okuması" olarak bilinen kusursuzluğa getiren tasseography, kehanet uygulamasının en yaratıcı, sezgisel ve anlamlı sihir ritüellerinden biridir ve insanın anlamını anlamaya yönelik arzuyla ilişkilidir hayat ve benlik.
kahvenin geçmişi ve masalları büyüleyici; büyülü, enerji verici ve uyarıcı etkileri nedeniyle bir "merak uyandırıcı çözüm". zaman içinde sosyal bir sembol haline geldi. ilk başta kahve, insanları sonradan toplamak için etrafında bir sürü tartışmalara neden olmuştur - iletişimin sembolüdür, karşılamak ve sosyalleşmek için iyi bir neden olsa da, yalnızlık, içgözlem ve duraklama ya da bir oracle'ın sesi.”
Projeyle ilintili olarak “Bu proje için bir simge olarak seçilmiş ve kahve değirmenden solda oluşan plastik nitelikleri nedeniyle kahve fincanı, rasgele özetinde deşifre edilen yeni ocult ve gizemli hayat ve kader anlamlarını açığa çıkarmaya hazır fincanın duvarlarındaki kahve tabanlarında ya da plakada görülen "resim" - geçmişin okuyucusu olarak.
açık saçık veya komik bir spekülatif oyun, hayata dair temel şeyleri kısa, ama çok değerli, rüya, inanç, umut ile yoğunlaştırıyor. sıradan ekonomi alanına dayanan yerel bir ritüel haline gelmiştir ve hayvanlar, bitkiler, kuşlar, manzara, insanlar, takımyıldızlar, rakamlar veya harfler vb. sembollerle dolu muhteşem bir ikonografiye dayanıyoruz. bazı "yaratıcılar" olarak kolaylıkla oynayın. her şeyin mümkün olduğu bir oyundur.
bir "yenilik makinesi", kehanet, herhangi bir rastgele kombinasyonun yeni bir geçerli ideete ya da deneyime yol açabileceği en iyi "sözde bilimi" olarak kabul edildi.”
Nadia Tunsu Anamaria Avram’ın özgeçmişi ile ilgili  “1978'de Romanya'nın Köstence şehrinde dünyaya geldi. Romanya'nın Bükreş Ulusal Sanat Üniversitesi Uygulamalı Sanatlar ve Tasarım Fakültesi'nde Anıtsal Sanat (Duvar Resmi) okudu ve Görsel Sanatlar alanında Doktora yaptı. - Tasarım ve Görsel Sanatlar Fakültesi Çağdaş Görsel Sanatlar'da Geleneksel Olmayan, "George Enescu" Sanat Üniversitesi'nde Iaşi, Romanya. Avram'ın görsel sanatlar yoluyla aldığı kurs, makul bir kolaylığı reddetti, laboratuar merakının tartışmalı evrende dalıp sınırsız sorgulayıcı öfkenin tayiniyle deney yapmaya başladı. Yeni ve meraklı merakı algılama beni klasik veya doğrusal sunumların ötesine geçmeye çağırdı. Sanatsal vizyonu deneyi, geleneksel, modern ve bölgede olmayan sözcük dağarcığı, yöntem, teknik, teknoloji ya da materyal içerikleri, yeniden tanımlama ve geri dönüşüm kavramsal yönlerinde geliştirir. Anlamsızdan figüratifden soyuta, resimden fotoğrafa, kolaja, karma medyaya, toplama veya multimedya / intermedia bağlamlarına yerleştirmeye tutarsız olarak geçer. Avram, Romanya ve yurtdışında (Bulgaristan, İspanya, Fransa, Galler, Almanya, Türkiye, İtalya) sergiler, sempozyumlar, çalıştaylar, atölyeler, konutlar, özel ya da kamu çalışmalarına katıldı.”bilgilerini verdi.
yilmazparlar@yahoo.com


 

BEYOĞLUN’DAN İNSANOĞLUNA VEFA

Beyoğlu’nun kültür kokan sokaklarından aldığı farkındalıkla, teorik, kavramsal ve teknik sohbetleriden edindiği feyz ile fotoğraf yolculuğuna çıkan Ayşegül Kaycı vefa göstererek Beyoğlu sokağında Sokak sergisi açarak gerek Beyoğlu’na gerekse misafir olduğu, Anadoluda saf sevgi barındıran insanlarımıza vefa gösterek sanata dönüşen eserlerini sanatseverlere sundu.
 
Her insana her kimseye her görüşe hitap etmenin sanata olan ilgi farkındalık artırma gibi özelliklere sahip halka açık sokak sergileri, insanın kişisel sanat gelişimine fayda sağlıyarak her insanda olması gereken sanat anlayışı, sevgisi aşılamaktadır.

Ayşegül Kaycı’ya öyküsünü sorduğumuzda, sergide son on yıllık çalışmaların olduğunu 60 çeşit fotoğraftan oluşan kartpostalların varlığını öğreniyoruz.
 
Genç sanatcının gözleri doluyor, o günleri tekrar yaşar gibi derinleşiyor.ve “Hepsinin ayrı hikayeleri var.”diyerek bir iç çektikden sonra  “Kartpostal hikayesi, benim Türkiye’de bazı şehirlere fotoğraf çalışması için yolculuk yapmam gerekiyordu.
Hiç tanımadığım insanların evlerinde kaldım. Çoğunlukla öğrencilerin evleri.”

Hediye kültür üzerinden giderek teşekkürünü bu yoldan yapmayı düşündüğünü, manevi değeri yüksek olduğuna inandığı hediyeler vermesi gerektini ifade ediyor.

“Kendı fotoğraflarımdan kartpostal hazırlayarak yolculuklarımda tanıştıgım, evlelerinde kaldığım, dokunduğum tüm insanlara kartpostal hediye ettim. Bazıları kartpostalları çerçeveletip duvarlarına asmışlar, bunları fotoğraflayıp bana göndermişlerdi. Bazılarıda çerçeveletip sevdiklerine vermisti. Böylece  hediye hediyeye de dönüşmüştü.“

Sokak sergisi açmanın yıllardır düşüncesinde içinde olduğunu, İnsanların yaptığa işe değer vermeleri kendisini motive etdiğini   
Beyoğlu sokakları özel bir yer olduğu vesilesiyle, böylece Cinefest Kafe ev sahipliğnde gerçekleştirdiğini söylüyor.

Ayşegül Kaycı Serginin birleştirici yanı olduğunu on seneden fazla tanıdığı dostlarını bir araya getirdiğinden başka şehirlerde gezici sergi olarak devam edeceğini ilave ediyor.

yilmazparlar@yahoo.com



Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi-Yılmaz Parlar

    Hindistan Assam Bihu Halk Dansı Grubu Büyüledi   05 Mart 2024 Salı Günü Sarıyer Boğaziçi Kültür ve Sanat Mekezi’nde, Hindistan İstanbul ...